BİRAZ DA GÜLELİM Mİ ?????
----------------------------------
1 :) AYNA
Bir ayna varmis karsisina gecip yalan söylediginde yok oluyormussun, esmer hatun gecmis aynanin karsisina ve demiski; -"I think I have the most beautiful eyes in the world."
(Dünyadaki en güzel gözlere sahip olduğumu düşünüyorum) Poff yok olmus.. kızıl hatun gelmis ve demiski, -"I think I have the most beautiful hair in the world" demis,
(Dünyadaki en güzel saçlara sahip olduğumu düşünüyorum) Pofff ... o da yok olmus.. Sonra sira sarisin hatuna gelmis, gecmis aynanin karsisina -"I think..
" POFFFFF!........... (düşünüyorum)
2 :) REKLAM YAPMA
Genç ve güzel sekreter son günlerde iyice açik saçik giyinmeye baslamis. Özellikle yürüdügü
zaman ortaya çikan görüntü genç patronun aklini çelecek duruma gelmis. Bir gün yine bu ortam olusunca kapiyi kilitlemis ve sekretere
karsisindaki koltuga oturmasini söylemis. Sekreter koltuga bir oturmus ki, genç patronun gözleri yuvasindan oynamis. Sekreterin dizlerinin üzerine elini koyarak sormus;
- Bu satilik mi? Sekreter, bir tokat indirmis ve buz gibi öfke dolu bir sesle; - Elbette, hayir. Siz beni ne saniyorsunuz? Patron hiç istifini bozmamis; -
Eger satmayi düsünmüyorsan reklamini da yapma...
3 :) NEREDEN BAŞLASAK
Tatlim, gozluklerimi cikarayimmi, yoksa kalsinmi? - Cikar hayatim. - Bluzumu? - Cikar hayatim. - Etegimi? - Cikar hayatim. - Sutyenimi? - Cikar hayatim.
- Kulotumu - Cikar hayatim. - Tamponumu? - tu kahretsin, oradan baslasaydin ya konusmaya!...
4 :) İZİN
Zorunlu askerligini yapmakta olan genc babaannesine koli icerisinde bir el bombasi yollar, pimine yapistirdigi kagitta; -Babaannecigim,
benim acilen izine gelmemi istiyorsan lutfen bu halkayi yerinden cekip cikar!...
5 :) BAŞIN AĞRIYOR MU?
Kari koca oturmus televizyon izlerken, erkegin cani sevismek ister. Gider mutfaktan bir bardak su ile iki Aspirin getirir, karisina uzatir;
-Al karicigim sana su ve Aspirin getirdim!. - ???!!! Neden hayatim?, basim agrimiyorki?. - Allaha sukur!.
6 :) DENİZCİLER
Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar; - Sana iki haberim var, biri iyi, digeri kotu. - Once kotusunu soyle. - Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde
gecirirken karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!. - Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?. - Senden hoslaniyorum!...
7 :) İÇ ÇAMAŞIR
Ivan bir haftaligina Paris’e gitmeye hazirlanmaktadir, karisi; - Kocacigim, oradan bana bir Fransiz sutyeni alirmisin?. Ivan karisina ters ters bakar ve;
- Karicigim sanki sende gogusmu varki, oradan sana sutyen getireyim?!. - Kocacigim senin kulotlarini herzaman benim satin aldigimi unutuyorsun ama!..
8 :) BEŞ PARA ETMEZ
Adam durdurdugu taksi soforune sorar: - Genclik parkina kadar kaca goturursun?. - Yuz Ruble. - Peki yanima karimida alsam?. -??? Yuz Ruble... Adam karisina doner:
- Bak sana bes para etmezsin diye bosuna demiyormusum!.
9 :) AT KENDİNİ
Öbür dünyaya gelenler sıraya sokuluyor, uygun adım yürüyüşle Sırat köprüsü başına sevkediliyordu.
Baş melek Saint Pierre, gelen bir grup erkeğe "Durr!!" buyruğunu verdikten sonra: - Karısını aldatanlar kendilerini buradan aşağıya, cehenneme atsınlar!!
Gelenlerin hepsi kendini attı, bir kişi kaldı. Saint Pierre ona döndü: - Hey sen! Sağır numarası yapma! At kendini sen de!
10 :) SÜPER BENZİN
İki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle "saatte 160'la" uzunca bir süre yol aldıktan sonra benzincinin
önünde durdular. "Arabayı süren": - Onbin liralık, dedi, süper olsun. Benzinci ikisini de tepeden tırnağa süzdükten sonra:
- Gidin işinize be! diye bağırdı, sizin civatalarınız gevşek! İkincisi, "araba kullanana" döndü: - Gördün mü! Araba masraf kapısı açtı bile!
11 :) KULAKLAR
Bir hanımefendi, yıllık kontrol için doktora gitmiş. "Doktor..." demiş. "Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum.
Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, otobüste, asansörde, süper markette. Durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikayetim yok. Kendime hiç
sorun yapmıyorum bunu. Çünkü benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor." Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine.
"Bu haplardan günde üç tane al, haftaya gel, gene beni gör." demiş. Kadın, ertesi hafta hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor..." demiş.
"Hey doktor... Geçen hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı..." Doktor, "Güzel..." demiş. "Çok güzel...
Sinüslerinizi tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulâklarınız üzerinde çalışmaya..."
12 :) KARDEŞİN
Genc adam sevgilisiyle birlikte ko$a ko$a eve gelmi$: "Anneeee babaaaa i$te kar$inizda dunyanin en guzel kizi ve biz evleniyoruz..!!!"
Annesiyle babasi cok heyecanlanmi$lar,hep birlikte yemek yenmi$ derken babasi genc adami bir kenara cekmi$ ve demi$ ki: "Bak oglum.... annenle ben 30 yildir evliyiz,
o harika bir e$ ve harika bir annedir ama yatakta hicbir zaman beni yeterince mutlu etmedi.. benim de ba$ka kadinlarla birlikte olmaktan ba$ka carem yoktu.. o yuzden..
ne yazik ki gercegi bilmelisin, bu kizi taniyorum, annesini de.. oglum bu kiz senin karde$in....." Adam cok $a$irmi$ cok da uzulmu$, ama tabi yapicak bi$ey yok ve kizla ayrilmi$lar.....
Birkac ay sonra adam yine kizlarla goru$meye ba$lami$, derken 1 sene sonra yine yaninda guzel bi kizla eve gelmi$: " Anneeee babaaaaaa i$te sonunda hayatimin kadinini buldum..
ve evlenme teklifimi kabul etti..!!!" Yine hep birlikte kahveler icilmi$ konu$malar tani$malar derken babasi yine genc adami kenara cekmi$... "Oglum bunu soylemekten
nefret ediyorum ama ben bu kizi da tanidim, onun annesiyle yillar once beraber olmu$tum ve o da senin karde$in..." Genc adam artik iyice yikilmi$ ve olanlari annesine
anlatmaya karar vermi$: "Anne.. iki kez sevgililerimi sizinle tani$tirmaya eve getirdim, ve babam ikisinin de anneleriyle zamaninda i$i pi$irmi$.. iki kizin da benim karde$im
oldugunu soyledi.. bilmen gerektigini du$undum..." Annesi gulmu$: "Oglum sen onun sozlerini kafana takma, o senin gercek baban diil"
13 :) KARIŞTIRDIM
Sarisin ile esmer de, köseyi kolay dönmek için banka soymaya karar vermisler... Esmer bütün gece oturup plan yapmis...
Sabah masanin üzerine kagitlari sermis, soygunu tüm ayrintilari ile sarisina anlatmis... -"Iyi anladin degil mi ?" diye de sormus. "Burasi küçük
bir semt bankasi.. Bir tek güvenlik görevlisi var... İşi üç dakikada bitirirsin, ben seni arabada bekleyecegim." Binmisler arabaya, gitmisler bankaya...
Esmer motoru çalisir tutarak direksiyonda beklerken, sarisin bankaya girmis. 5 dk. geçmis...10 dk. geçmis... 15 dk. geçmis... Esmer korkmaya baslamis...
Tam gaza basip kaçmaya karar vermisken, bankanin kapisi büyük bir gümbürtüyle sonuna kadar açilmis...
Önde sarisin elinde bir ip... Ipin ucuna kasa baglanmis, sürükleye sürükleye arabaya kosmaya çalisiyor... Arkasindan güvenlik
görevlisi "DUR" diye bagirarak ates ediyor... Ama kosamiyor... Çünkü pantolonu ve iç çamasiri dizlerinden asagiya inmis...
Sarisin arabaya atlamis... Esmer gaza basmis ve öfkeyle seslenmis... -"Bir de bana plani tam anladigini söylemistin !.. " -"Anladim tabii..." -"Ben sana GÜVENLIK
GÖREVLISINI BAGLA, KASAYI BOSALT demistim gerzek
14 :) MAAŞ AZ
Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur
içinde geçirir ama sonra ders yılı başlar. Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki
her çöp bidonunu tekmelerler, bağırıp, çağırarak. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem
almaya karar verir. Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar, onları durdurur ve,
"Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde
gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü
yaparsanız size her gün 1 dolar vereceğim..." der. Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler.
Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der; "Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı
bundan böyle size sadece 50 sent verebilirim." Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç
gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları. "Bakın" der, "Henüz maaşımı alamadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim,
tamam mı?" "Olanaksız bayım" der içlerinden biri, "Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."
15 :) PROJE MÜDÜRÜ
Turistin biri evcil hayvan dükkanına girer ve hayvanlara bakmaya başlar. Bu arada içeri diğer bir müşteri girer ve tezgahtara
bir AutoCAD maymunu istediğini söyler. Tezgahtar hay hay der ve kafeslerden birine giderek bir maymun çıkarır. Maymunun tasmasını takarak müşteriye
verir ve 5,000 $ der. Müşteri parayı öder ve maymununu alarak oradan çıkar. Şaşırmış olan turist tezgahtara giderek "Çok pahalı bir maymunmuş.
Bunların çoğu bir kaç yüz dolar iken o neden o kadar pahalı?" diye sorar. Tezgahtar, "Oh, o maymun AutoCAD'i çok hızlı kullanır, hiç
bir hata yapmaz, değerli bir maymundur" diye cevap verir. Turist diğer bir kafesteki maymuna bakar, " Vay bu daha da pahalıymış. O ne yapıyor?" diye sorar."Ha,
o bir dizayn maymunudur. sistem dizayn edebilir, yerleşim projeleri yapar, çizimler yapar, spesifikasyonlar yazar, hatta bazı hesaplamaları dahi yapar.
Hepsi de gerçekten faydalı şeylerdir" der tezgahtar. Turist etrafa biraz daha göz gezdirir ve tek başına bir kafeste bir maymun görür.
Boynundaki etikette 50,000$ yazmaktadır. Soluk soluğa tezgahtara gider. "Ya şu ne yapıyor?" diye sorar. Tezgahtar cevap verir "Ha, onu gerçekte bir şey yaparken
görmedim ama proje müdürü olduğunu söylüyor".
16 :) KAVGA SEBEBİ
Karakolun kapisindan iceri bir kucuk oglan girmi$... "Polis amca, lutfen yardim edin babam sokakta 3 ki$iyle kavga ediyo..." Ve birlikte sokaga
inmi$ler gercekten de cocugun babasi 3 tane adamla tekme tokat dovu$uyo, polis sormu$: "Peki hangisi senin baban????" Cocuk cevap vermi$: "Bilmiyorum..
zaten bu yuzden kavga ediyolar...."
17 :) "T" İLE
Konuşma özürlü çocuk yeni taşındığı mahallesinde okula gitmek için otobüs bekliyormuş.. Otobüs
karşıdan görününce el sallayıp bağırmaya başlamış, "Toför bey, Toför bey Thur!" diye.. Şoför durağa gelince durmayıp devam etmiş..
Son derece canı sıkılmış çocuğun ve onu evin penceresinden seyreden annesinin.. Ertesi gün aynı saatte otobüs görününce annesinin
eline verdiği bir bez parçasını sallayarak "Toför bey, Tofoför bey.. Thur.Thur..!" demiş.. Yine durmadan geçmiş şoför.. Üçüncü
gün artık yolun ortasında durup ellerini kollarını sallayıp "Toför. Töför.. Thur. Thur..!" demiş. Hızla yaklaşan otobüs kırılmadık kemiğini bırakmaksızın
çarpmış çocuğa.. Olay yerine gelen polis çocukcağızı ambulansa yerleştirmiş ve şoföre sormuş, "Zavallı çocuğu gördüğün
halde neden vurdun?" diye.. "Tayanamatım petemenke..!" demiş şoför, "Tünlertir penle talka getiyor ettoluettek..!"
18 :) NEDEN
Genc deve annesine sormus , anne niye bizim ayaklarimiz bu kadar büyük? Anne cevap vermis , çölde kuma batmamak için..
Genç deve tekrar sormus , peki kipiklerimiz niye bu kadar gür. Anne tekrar cevap vermis , çölde kum firtinalarinda kum kaçmasin diye.
Meraki yatismamis olan genç deve bir soru daha sormus, bizim niye hörgüçlerimiz var. Anne deve sabirla yanitlamis , çölde çok
uzun süre susuz idare edebilme için suyu hörgüçlerimizde depolariz. Sonunda dayanamayan genç deve sormus ,
Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne bok yiyoruz???
19 :) TEMEL VE AYI
Temel birgün meyhanede dertli dertli içiyormus. Onu gören Dursun : - Ne bu hal, demis. Temel : - Bosver, demis. Dursun israr etmis,
Temel dayanamamis ve baslamis anlatmaya: - Hani ben bir zaman Afrikaya gitmistim ayi avlamaya. Hatirladinmi? Bayagi da uzun kalmistim hatirlarsan...
Avlanmak için günlerce gezindim ve sonunda buldum avlayacak bi ayi ama tam ates edecekken tüfek bozuldu. Ben de kaçarken uçurumdan
asagi düstüm... - Eeeee, demis Dursun, Sonra... - Hertarafim kan revan içinde komaya girmisim. Sonra ayi beni yuvasina götürdü.
Yaralarimi yaladi, balla, sütle besledi beni, iyilestikten sonra da bana tecavuz etti aylarca... - Buna mi üzülüyorsun, takma kafani ya bak bu kadar
zaman gecti. Çoluk çocuga karistin, mutlu bir hayatin var, demis Durmus. Temel : - Bu da hayat mi be birader... O Afrikada ben burda...
20 :) SON YILLARIN EN GÜZEL MASALI
Bir zamanlar uzaklarda bir ülkede çok yakışıklı bir prens yaşarmış.... Ancak prens daha küçükken ülkedeki kötü
kalpli cadının lanetine uğramış, ve üzerindeki bu lanet yüzünden her yıl sadece 1 kelime konuşabiliyormuş.... Mesela prens 2 kelime söyleyeceği zaman
bir yıl boyunca susuyor böylece ertesi yıl da 2 kelime söyleme hakkı oluyormuş... Bir gün bu yakışıklı ama talihsiz prens dere kenarında otururken, bir de bakmış
karşıda küçük bir kulübe, ve kulübenin bahçesinde muhteşem bir kız..saçları altından daha sarı, gözleri
gökyüzünden daha mavi, dudakları kirazdan daha kırmızıymış .. Prens bu güzelliği görünce aklı başından gitmiş, o anda vurulmuş..
ve 2 yıl boyunca konuşmamaya karar vermiş, 2 yıl sonunda kıza ;çok güzelsiniz; diyebilmek için.... Ama 2 yılın dolduğu gün prensin içindeki
bu ateş daha da büyümüş ve kıza ;size aşık oldum;demek için yanıp tutuşur olmuş... Böylece ÇOK+GÜZELSİNİZ+SİZE+AŞIK+OLDUM
== toplam 5 kelimeyi söyleyebilmek için, gecen 2 yılın ardından 3 yıl daha konuşmamayı göze almış.... Ve 5 yılın sonunda prens konuşmak için
hazır olduğu sırada, birden bu muhteşem güzel ve zarif kızla evlenmeyi, onu sarayının prensesi yapmayı ne kadar istediğini fark etmiş... Böylece ÇOK+GÜZELSİNİZ
+SİZE+AŞIK+OLDUM+BENİMLE+EVLENİR MISINIZ toplam 7 kelime söyleyebilmek , için 5 yılın ardından 2 yıl daha sabretmeye karar vermiş.... Ve prens bu platonik duygularla
7 koskoca yılı tamamladığı gün, artık dünyanın en heyecanlı ve en mutlu erkeği olarak kızın yaşadığı kulübeye koşmuş.... Kız yine kulübenin
bahçesinde oturuyormuş ve bir kitap okuyormuş.... Prens elindeki bir tek kırmızı gülü kıza uzatmış ve sormuş: - ÇOK GÜZELSİNİZ, SİZE AŞIK OLDUM,
BENİMLE EVLENİR MİSİNİZ? Kız başını kaldırıp prense bakmış...... Kulaklarını örten altın sarısı saçlarını geriye atmış... ... ve prense şöyle demiş: - PARDON?..
21 :) İNTİKAM Nasil yagmur nasil firtina,
adam bir taksiye el kaldirir, taksi durur.. Adam gidecegi yeri söyleyince, taksici kizarak "Ohoo orasi çok yakin alamam seni" der vegazlar gider.. Adam çok
bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi basarir.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi duragindadir ve
üçüncü siradadir.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanasir: - Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon - Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin - Hadi be sapik misin, defol.. Adam bu cevabi alinca ikinci siradaki taksiye yanasir - Ataköye kaça
götürürsün ? - 5 milyon - Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin - Vay sapikkk vayy defol Sira üçüncü taksiciye
yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanasir: - Ataköye kaça götürürsün ? - 5 milyon - Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartim var
- Nedir ? - Giderken diger taksicilere el salliyacaksin - Ayibettin abi tabii... FELSEFE Renkli ki$iligiyle ün yapmi$ bir felsefe hocasi, yilin son sinavini yapmak uzere
sinifa girmi$.. butun ogrenciler cok heyecanli, hepsi merakla sorulari bekliyolar, felsefe hocasi sinifa $oyle bi bakmi$, derken sandalyesini kaptigi gibi kürsünün
uzerine koymu$.. "I$TE 100 PUANLIK TEK SORU" demi$.. "BANA BU SANDALYENIN VAROLMADIGINI ISPAT EDIN" Herkes bir giri$mi$ yazmaya efendim hizli hizli yazanlar
haril haril du$unenler derken, aralarindan biri kagida tek bi cumle yazmi$ sonra kalkmi$ hocasina vermi$, ve sinavi bitirip cikmi$.... Sonuclar aciklandigi zaman bir bakmi$lar
koca sinifta 100 uzerinden 100 alan tek ki$i var, o da sinavi 2 dakkada bitirip cikan cocuk..!!! Peki acaba cocuga 100 puan getiren o tek cumle neymi$???? "HANGİ SANDALYE"
22 :) REKLAM
Wilson adinda birinin bir çivi fabrikasi vardir ve reklama ihtiyaci vardir. Pazarlamaci bir arkadasi ile konusurken arkadasi "Wilson Çivileri"diye
bir reklam ayarlayabilecegini ifade eder. "Bana bir hafta ver" der arkadasi, "sana bir kasetle dönecegim" Bir hafta sonra pazarlama uzmani wilsonu görmeye gelir.
Kaseti videoya koyar ve çalistirir. Romali bir asker Isa'yi Çarmiha çivilemekle mesgul, Yüzünü kamereya çevirir ve
"Wilson çivileri kullanin, onlar herseyi tasirlar" der. Wilson çilgina döner ve bagirir "Senin problemin ne? Bunu asla TVde göstermezler, sana
ikinci bir sans veriyorum, ama kesinlikle Romalilarin Isa'yi çarmiha germesi gibi seyler istemiyorum" Ikinci hafta pazarlamaci elinde baska bir kasetle gelir, Yine kaseti
videoya koyar ve çalistirir. Bu sefer kamera Romanin disindan merkeze dogru yakinlasir ve çarmiha asili Isa'nin önünde durur. Romali bir asker yukari bakar
ve 'Wilson çivileri, herseyi tasir'. Wilson kendini tutar bu sefer. "Sen beni anlamiyorsun, Çarmihta bir Isa istemiyorum. Sana son sans veriyorum bir hafta içinde
yayinlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum" Bir hafta daha geçer. Wilson sabirsizca beklemektedir. Pazarlama uzmani yeni kasetiyle gelir. Saçlari uzamis,
çiplak bir adam nefes nefese kosmaktadir. Bir düzine Romali askerde pesinden kovalamaktadir. Tepenin basina gelirler ve askerlerden biri kameralardan birine
dönerek: 'Keske Wilson çivileri kullansaydik!'.
23 :) KAYSERİLİ
Oğlu kayseriliden para istiyor: "Baba 500 bin lira verirmisin" Kayserili: "400bin mi dedin? naapçan lan 300 bini 200 bin neyine yetmiyor al sana
100 bin yeter..." Kayserili çıkartıp 50 bin lira verir... Oğlu: "eheh.. baba bana zaten 50 bin lazımdı..." "Bak sen kerataya... demek sahte para vermesem kazıklayacaktın beni..."
24 :) KANCA
Bir liman barinda bir denizci ve bir korsan sohbet etmekte ve karsilikli maceralarini anlatmaktadirlar. Korsanin tahta bacagini, elindeki kancayi ve bir
gözünü kapatan bandi farkeden denizci sorar: "Eee, bacagini nasil kaybettin?" Korsan anlatir: "Denizin ortasinda firtinaya yakalanmistik. Dev bir dalga beni
güverteden aldi götürdü. Adamlarim beni gemiye çekerken bir grup köpek baligi ortaya çikti ve aralarindan biri bacagimi kopariverdi..
" "Korkunç..." diye sizlandi denizci. "Peki o kanca nedir?" "Aaa...," diye devam etti korsan, "bir ticaret gemisine borda etmistik, tabancalar patliyordu, kiliçlar sakirdiyordu.
O kargasada elim koptu gitti... Kimin yaptigini göremedim bile.." "Aman Tanrim.. Dehset verici bir sey bu.... Peki gözünün üstündeki bant nedir?
" "Bir marti geldi ve gözümün üstüne pisledi..." diye cevap verir korsan. "Yani gözünü bir kus pisligi mi kör etti?" diye
merakla sorar denizci.. "Ama nasil olur?" Korsan gayet sakin anlatir: "Kancayi taktiklari ilk gündü, tamam mi?"
25 :) AKILLI ER
Bir albay, bir er, bir yasli kadin ve bir de genc kiz trende ayni kompartmanda yolculuk etmektedir. Tren bir tunele girip kompartman karardigi zaman,
MUCUK bir öpücük sesi ve ardindan SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden ciktıktan sonra yasli kadin "Aferin genc kiza Nasil yapistirdi tokadi"
diye düsünmekte ve kafasini sallamaktadir. Genc kiz da "Zevksiz herif bu morukta ne buldu ki , bi de öpmeye kalkti ama kadin da iyi yapistirdi " diye dusunmektedir.
Albay ise "Ulan bizim esoglusu er, kizi öptü. Tokadi biz yedik" diye yanarken er de icinden soyle düsünmektedir: "Hehe. Aferin lan bana. elimi öpüp
nasil yapistirdim tokadi albaya...
26 :) SENFONİ ANALİZİ
Bir sanayi şirketinin Genel Müdürü ve aynı zamanda bir Kültür Vakfınca kurulan Senfoni Orkestrası'nın Yönetim Kurulu
Başkanı, o ayın konseri olan Schubert’in "Bitmemiş Senfonisi'ne gidemediğinden yerine şirketin verimlilik uzmanını gönderir. Ertesi hafta, verimlilik uzmanından
bir teşekkür ve değerlendirme raporu alır: "Sayın Genel Müdürüm" * 4 Obuacı, konserin önemli bir zaman diliminde boş oturmuşlardır. Bunların
sayısı azaltılmalıdır ve diğerlerinin konsere daha çok katkısı sağlanmalıdır. * 12 kemancı aynı anda aynı hareketleri yapmakta, aynı notaları seslendirmektedir. Burada da
personel tasarrufu şiddetle tavsiye ediyorum. * Özellikle 16'lık notaların çalınması oldukça gereksizdir. Çünkü izleyiciler 8'lik notalarla 16'lık
notalar arasındaki farkı anında hissedememektedirler. Dolayısıyla 8'lik notalarla eser icra edilmeli, yüksek ücretli keman ustaları yerine stajyerler kullanılarak masraflar
düşürülmelidir. * Yaylı sazlarla işlenen pasajların, nefesli sazlarla tekrarının yol açtığı gereksiz tekrarlamalar önlenebilir. Böylece 2 saatlik
konser de 20 dakikaya inmiş olur. * Eğer Schubert bütün bunları bilmiş olsaydı, Bitmemiş Senfoni, bitmiş olurdu. Saygılarımla....."
27 :) OTELCİNİN KARISI
Temel, seyahate çıkmış. Uzun zaman evinden ayrı kalmış. Bir akşam bir kente gelip küçük bir otele inmiş. Odasına yerleştikten
sonra, aşağıya telefon etmiş. Telefonu otelin sahibi açmış. Temel, ne istediğini söylemiş: "Bana bir fahişe bulup gönderin." Bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış.
Otelin sahibi şaşırmış. Yanında duran karısına dönmüş: "Demin gelen müşteri kadın istiyor..." Otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş:
"Terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. Hemen git o müşteriye ağzının payını ver..." Otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış:
"Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer..." Kadın çok sinirliymiş: "Sen gitmezsen, ben gider söylerim..." Ve, hışımla merdivenleri
çıkıp Temel'in ağzının payını vermeye gitmiş. Kocası da aşağıda bekliyormuş. Yukardan gürültüler gelmeye başlamış. Onbeş yirmi dakika sonra Temel aşağıya inmiş.
Üstü başı yırtılmış, yüzü tırmıklanmış... Otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış: "Ne biçim kadın göndermişsin be. İstemem diye tutturdu.
Becerene kadar anam ağladı"
28 :) SARISIN VE RULET
Iki gazino krupyesi canlari sikkin, rulet masasi basinda musteri bekliyorlardi. Bu sirada cazibeli bir sarisin elinde USD 20.000 lik fisle masaya dogru yaklasti ve
- "Pardon oynayabilir miyiz?" dedi. "Ben kendimi ciplak olursam daha sansli hissediyorum" diye ilave etti ve ustundekileri bir cirpida cikardi. Bu sirada da rulet ¿arki da cevrildi.
- "Hadi bakalim, kazanacagiz, yeni elbiselere ihtiyacim var." dedi sarisin. Kisa bir aradan sonra bir ciglik duyuldu: - "Evet, evet kazandim, kazandim." Elbiselerini ve paralari toplayip
gozden kayboldu. Krupiyeler birbirlerine bakakaldilar. Az sonra biri digerine sordu: - "Fislerini hangi numaraya koymustu ki?" - "Bilmiyorum, sen bakiyorsun diye dusunmustum."
29 :) BOĞA
Çok güçlü, damizlik bir boga köyündeki tüm ineklerle çiftlesmis. Inekler yetmeyince diger hayvanlara
ve hatta köyün kadinlarina yan gözle bakmaya baslamis. Bu durumdan rahatsiz olan köy ahalisi ne yapsak diye düsünmeye baslamis. Köy
ihtiyarheyeti toplanmis ve ünü tüm ülkeye yayilan bogayi devlet üretme çiftligine satmaya karar vermis. Bakicilari devlet üretme
çiftligine satilan bogayi ineklerin arasina salmis, aradan birkaç gün geçmis ancak bogada hiç bir haraket olmamis. Agacin altinda gevis getiren
boganin bakicisi yanina gitmis ve : - Boga kardes, köydeyken seni kimse tutamazdi, ne oldu hastamisin? diye sormus. Boga, bakicisina yavasça dönerek :
- Eeee ne yapalim? Artik devlet memuru olduk, demis...
30 :) HASTANEDE TESTLER KARISIR ve ...
Adamin biri karisinin test sonuclarini almak uzere doktora gitmis. Recepsiyondaki hemsire: - Kusura bakmayin beyefendi, ama ufak bir problemimiz var.
Karinizin testlerini lab'a gonderdigimizde ayni isimli bir baska bayan da teste gitmis ve hangisi karinizin hangisi diger bayanin emin olamiyoruz malesef, demis. Acik olmak
gerekirse sonuclardan biri kotu digeri ise dahada kotu! Adam: - "Ne demek istiyorsunuz yani?" Hemsire: - "Testlerden biri AIDS digeri ise Alzheimer cikti ve hangisi
karinizinki birsey soyleyemiyoruz." Adam: - "Korkunc birsey, peki simdi ne yapmaliyim?" Hemsire: - "Bence, karinizi sehrin gobeginde en kalabalik noktaya birakin ve eger
evin yolunu bulabilirse de birdaha da onunla yatmayin..."
31 :) SOS İSTER MİSİNİZ?
Elektrik supurgesi saticisi, bir apartman dairesinin kapisini calmis, kapiyi acan bayana: - "Hanimefendi, bu elimde gormus oldugunuz kovanin icinde
at pisligi var!" demis ve bu bir kova pisligi evin icine dogru savurarak dokuvermis. Sonra da: - "Hanimefendi, elimdeki elektrik supurgesi ile 10 dakika icinde bunu temizleyemezsem,
bu boku yiyecegim..! Kadin saticiya soyle bir bakmis - "Beyefendi, ustune domates sosu da istermisiniz? Elektrikler kesik de..!"
32 :) DON
Sultan en güvendigi adamini Arabistan'a hünkar göndermis. Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmis, araplar entari giyorlar ama
alta donlari yok. Bir rüzgar estimi, manzara felaket! Haber salmis, altina don giymeyenler kadi huzuruna çikartilip, hapsedilecek. Aradan günler geçmis
Arabin bir tanesi don giymemis ve ilk rüzgarda olay farkedilmis. Kadi huzuruna çikartmislar. Kadi sormus; -"Adin?" -"Aptülmecit" -"Baba adin?
" -"Aptülleziz" -"Evli misin? -"5 tane karim var!" -"Kaç çocugun var? -"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden
16, dördüncüsünden 13, besincisinden 18 tane." Kadi kararini vermis ve söylemis: -"Aptulleziz oglu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti
olmadigindan beraatine karar verilmistir!"
33 :) YANIKLARI ATMA
Temel ile Dursun Amerika'da itfaiye teskilatina girerler, yangin ihbari alinir. Çok katli bir binada kreste yangin çikmistir. itfaiyeci
merdiveni çalismaz. Temel yukari çikar. Dursun asagida kalir. Temel asagida bekleyen Dursun'un kucagiina çocuklari atmaya baslar. Temel atar, Dursun tutar,
kaldirima koyar. Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk, derken besinci zenci çocukdur.. Temel birakir, Dursun yakalamak için kollarini açmaz.
Çocuk paat yerde. Tekrar at, tut kenara koy, tut at kenara koy. Temel yine zenci çocuk atar. Dursun yine tutmaz. Çocuk paat gene yerde.. Dursun yukari bagirir:
"Yaniklari atarak vakit kaybetme.."
34 :) GEYİK AVI
İki Türk Fransa'ya geyik avına gitmiş. Av da av yani... Deniz uçağıyla bir krater gölüne inecekler, dağlarda avlanacaklar
sonra dönecekler... Şimdi onlara katılalım... Pilot: Beyler göle indik, size iyi avlar. Bir hafta sonra tekrar bu göle sizi almak üzere iniyorum.
Ancak şunu peşin peşin söyleyeyim, adam başı bir geyik taşıma hakkınız var. Deniz uçağı daha fazlasını kaldırmıyor. Bizimkiler: Tamam, biz zaten seri avı
düşünüyor değiliz, asıl kafamız dağılsın diye buradayız. Pilot: Harika, iyi avlar. Rastgele! *** Bir hafta sonra deniz uçağı göle iner... Pilot bir bakar ki...
Bizimkilerin yanında, adam başı iki geyik! Pilot: Bravo da, adam başı tek geyik demiştik. Bu uçak, bu ağırlığı taşımaz. Bizimkiler: Taşır taşır. Pilot: Taşımaz. Bizimkiler:
Taşır taşır. Pilot: Beyler bakın! Burası Avrupa Birliği, her şeyin bir kuralı var. Nizam var intizam var! Dört geyikle binerseniz bu uçak havalanamaz. Bizimkiler:
Havalanır havalanır. Pilot: Olmaz! Bizimkiler: Geçen yılki pilot havalandı ama... Pilot: Havalandı mı? Dört geyikle mi? Buradan mı? Bizimkiler: Evet tastamam öyle.
Geçen yılki pilot, dört geyikle havalandı! Pilot: Madem o pilot yaptı, ben de yaparım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyor olacağım ama kanıma girdiniz.
Hadi yükleyin geyikleri, binin, bağlayın kemerlerinizi, kalkalım. *** Pilot gazı verir... Deniz uçağı göl üzerinde süratlenir... Süratlenir...
Kızaklar sudan kesilir ama uçak bir türlü ağırlığı kaldırıp yükselemez.... Ve sonuçta burun üstü ormanın içine çakılır,
bin parçaya ayrılır. Şans eseri kimsenin burnu kanamadan herkes kurtulur. Ormanda, yarı baygın, paramparça olmuş uçağın yanında, bizim avcılardan
biri kendine gelir, kafayı kaldırır... Arkadaşı da gözlerini açmıştır... Gözlerini açan sorar: - Len Ahmet, neredeyiz biz? Bizimki şöyle bir etrafa bakar...
- Hemen hemen.... Geçen yıl düştüğümüz yerin 200 metre kadar gerisinde!
35 :) HİTLER
Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi. - "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis. Ingiliz'e sormus
- "Titanik kaç yilinda batti?" Ingiliz hemen cevap vermis - "1912" diye. Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez: - "Titanik'te kaç kisi öldü?"
Fransiz cevap vermis - "1050". - "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis. Ve Yahudi'ye dönmüs; - "Say lan isimlerini!"
36 :) KALEDE SEN VARSIN
Iki yasli dost 70'li yaslarina gelmis iki adam, bir ömür boyu birbirlerinin en iyi dostu olmuslardi... Derken birgün bir tanesi agir hasta oldu..
Ölüm dösegindeyken yaninda yine en iyi dostu vardi ve ona fisildadi : - "Bana bir iyilik yap olur mu... Cennete gittikten sonra orda futbol oynaniyorsa
lütfen bir sekilde bana haber ver.." Öteki - "Tamam... Bütün hayatim boyunca en iyi dostum sendin, bunu senin için yapicam.." dedi.
Ve birkaç dakika sonra da adam öldü.... Bir hafta sonra adam uyurken birden arkadasinin sesini duydu : - "Dostum..... sana bir iyi bir de kötü
haberim var..." Öteki hemen sordu : -"Iyi haber nedir?" - "Cennette futbol oynaniyor....." - "BU HARIKA...!!! Peki kötü haber nedir???
" - "Yarinki maçta kalede sen varsin..."
37 :) CAPKINLARA
John isten cikmadan once karisini evden arar; Tatlim , patron bir kac arkadasiyla beraber komsu eyaletteki buyuk golde balik avlamaya gidecek ,
benimde gelmemi istiyor. Bu hafta sonunu orada gecirecegiz. Bu benim terfi almam icin iyi bir firsat. Benim icin yeteri kadar giysi ve olta takim cantami hazirlarmisin?
Direk ofisten cikacagiz ve gecerken evden cantalari alirim. Ha, yeni ipek mavi pijamamida koymayi unutma. Karisi biraz iskillenir. Fakatkocasinin istediklerini yapar.
Hafta basinda adam eve gelir, biraz yorgundur ama iyi gozukmektedir. Karisi onu karsilar ve cok balik tutup tutmadigini sorar. John: Ha, evet epey balik tuttuk. .
Fakat sana soyledigim pijamayi cantaya koymamissin. Karisi: Koymustum. Ama Balik olta takim cantasina koymustum.!!!
38 :) BİZİM DE DEDEMİZ VAR
Şapka satarak gecinen bir adamin yolu birgun bir ormana duşmuş... bi sure yurudukten sicaktan ve yorgunluktan bunalmiş, bir agacin altina oturmuş,
Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş, ve uykuya dalmiş... Birkac saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmiş.. bir de bakmiş ki yanindaki sepet bomboş, şapkalar gitmiş..!!
Bir de kafasini kaldirip agaca bakmiş ki, agacin dallarinda bi suru maymun, herburak birinin kafasinda adamin şapkalari.... adam duşunmeye başlamiş: "Ben şimdi napicam,
şapkalari bu maymunlardan nasil alicam...?".. Duşunceli bi şekilde kafasini kaşirken bi bakmiş maymunlarda adamin taklidini yapiyolar kafalarini kaşiyolar... adam ellerini
havaya kaldirmiş , maymunlar da aynisini yapmişlar.. derken adam napicagini bulmuş.. kendi başindaki şapkasini cikartip yere atmiş, tabi maymunlar da kafalarindaki şapkalari
hemen yere atmişlar..adam boylece butun şapkalari toplayip sepetine koymuş... Aradan 50 yil gecmiş... artik adamin bir torunu varmiş, o da dedesi gibi şapka saticisi olmuş...
gunlerden birgun onun da yolu ayni ormana duşmuş. hava yine cok sicakmiş ve genc adam bir agacin altina oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanina koymuş ve uykuya dalmiş....
bir saat sonra uyanmiş bir de bakmiş sepetin icinde şapkalar yok?!?!.. derken tuhaf sesler duymuş bir de kafasini kaldirmiş ki agacin ustunde bi suru maymun, hepsinin
kafasinda birer şapka.... adam duşunmuş: "Dedem yillar once bana bir hikaye anlatmişti... napicagimi cok iyi biliyorum.... "Adam kafasini kaşimaya başlamış, maymunlar da
aynisini yapmişlar... adam ellerini havaya kaldirmiş, maymunlar da ellerini kaldirmiş.... ve adam gulumseyerek kendi başindaki şapkayi cikarmiş yere firlatmiş. o anda
maymunlardan biri agactan inmiş , adamin yere attigi şapkayi kapmiş, adama da bi tokat atmişve : "Sadece senin mi deden var lan !..??"
39 :) BATALI ADAM
Bir koylu dere kenarinda elide baltası agac budamaya gidiyormus. Baharin etkisiylemidir, nedir elinden baltasini dereye dusurmus. "Ah, eyvah
simdi ben ne yapacagim" derken, Tanri gorunmus aniden. " Ne oldu ne var, neden sizlaniyorsun." diye sormus adama. Adam da: " Aman tanrim, ben simdi ne yapacagim,
baltami dereye dusurdum, yenibir balta alacak param da yok, agaclari nasil budayacagim?." Tanri : " Dur bakalim." diyerek dereye gitmiş. Elinde bir altin balta ile donmus."
Soyle bakalim senin baltan bu mu ?." Adam: " Hayir tanrim " demis. Tanri yine dereye. Elinde gumus bir balta ile donmus. Sormus: " Senin baltan bu mu ?" Adam : "Hayir Tanrim
" demis. Tanri yine dereye gitmis. Elinde eski bir demir balta ile donmus. Sormus: " Senin baltan bu mu ?" Adam sevincle: "Evet Tanrim" demis. Tanri: " Oglum sen cok durust
bir insansin, bu baltalarin her ucunu de sana veriyorum, gule gule kullan " demis. Adam mutlu, tanri mutlu ayrilmislar. Aradan bir sure gecmis. Bizim adam dere kiyisinda karisi
ile birlikte yuruyorlarmis. Birden nasil olduysa olmus, kadin dereye dusmus, gozden kaybolmus. Adam yazik feryat, figan. O sirada Tanri gelmis. Sormus ne oldugunu adama. Adam:
" Ah Tanrim, kırk yillik karim, can yoldasim derede kayboldu. Ben onsuz ne yapacagim simdi." demis. Tanri dereye gitmis. Yaninda Jeniffer Lopez ile donmus." Senin karin bu mu ?"
demis. Adam atilmis. " Evet, evet...." Tanrinin kaslari catilmis. " Sen bana yalan soyledin. Bu senin karin degil..." Adam boynunu bukmus: " Haklisin Tanrim. Ancak, ben fakir bir
adamim. Degil desem, sen bu sefer Demet Sener' i getireceksin. Ve sonunda ucunude bana hediye edeceksin.Ben bu fakir halimle ucune birden nasil bakarim."
40 :) DANISMAN
Amerika-da, evlilik ve seks danismanlari vardir.. Isler iyi gitmemeye basladi mi, bosanmak icin avukatlardan once, bu danismanlara basvurulur,
belki son bir umut icin.. Amerikali Temel ile esi, son zamanlarda seks yasamlarinin eskisi gibi olmadigi fark etmisler.. Kalkmis danismana gitmisler.. Danisman onlari uzun uzun dinlemis..
- Seks yasaminiza biraz renk katmaniz gerekir- demis.. -Hep ayni pozisyon, seksi monotonlastirir.. Hayalinizi kullanin.. Degisik sekiller deneyin!..- - Nasil yani- demis, Temel..
- Mesela demis, danisman.. El arabasi pozisyonunu deneyin.. - O nasil oluyor demis, Temel!.. - Basit demis, danisman. -Esin yuzukoyun uzanacak. Sen iki ayagini
tutup kaldiracaksin. Esin elleri uzerinde kalkacak.. Bir yandan yuruyeceksiniz.. Bir yandan da... Yani tam el arabasi gibi birlesip gideceksiniz.. Anladin mi?..
Eve donmusler.. Temel seslenmis.. -Hadi bakalim.. El arabasina hazir ol!.. -Tamam olurum, ama iki sartla demis, karisi.. -Birincisi, acitirsa hemen birakacaksin.
Ikincisi.. Annemlerin evinin onunden gecmeyecegiz!
41 :) PLAJ
Koca, doktora telefon etti: - Doktor bey, karıma plaj tavsiye etmiştiniz. "Hem sağlığı açısından yararlı, hem çocuğu olması için..."
demiştiniz. Bütün bir yazı plajda geçirip döndük. İkimiz de bir yararını görmedik. Doktor: - Görmezsiniz elbet. Ben plaja birlikte
gidin demedim ki, karınızın plaja yalnız gitmesini tavsiye ettim!
42 :) AVCI
Dort kisilik avci grubu, tecrubeli avci Temel'in onderliginde ilerlemektedir. Karsilarina kucuk bir delik cikar. Temel: -yatin yere, tavsan deligi !
Butun avcilar yere yatarlar. Gercekten bir muddet sonra delikten tavsan cikar. Avcilar hemen vururlar. Tekrar yurumeye baslarlar. Bir sure sonra buyukce bir delik cikar. Temel :
-Yatin yere, tilki deligi ! Yatarlar. Biraz sonra tilki cikar, onu da vururlar. Tekrar yola duserler. Bu defa daha buyuk bir delik cikar. Temel : -Yatin yere, ayi ini ! Yere yatarlar ve
cikan ayiyi vururlar. Iyice keyiflenen avcilar yurumeye devam ederler. Kisa bir zaman sonra kocaman bir deligin basinda dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakar. Temel :
-Usaklar ne cikacagini bilmiyorum. Ama yatin yere, ne cikarsa bahtimiza! Ertesi gun gazetelerde : "Dort avci tren altinda can verdi..."
43 :) AMİN
Cok iyi giyimli bir is adami Vatikan'a gelir papayla gorusmek istedigini soyler. Kendisini bir Kardinal'e gotururler. Adam israr eder. - Sizinle degil,
dogrudan Papa ile ve yalniz gorusmek istiyorum. Sonunda adami Papa'nin huzuruna cikarirlar. Ama adamin ne istedigini merak eden Kardinaller kapinin disinda kulak kesilmis
iceriyi dinlemektedirler. Iceride sesler yukselmistir. Adam : - 1 milyar dolar. Papa : - Olmaz - 2 milyar dolar. - Hayir. - 5 milyar dolar. - Hayir. Adam kapiyi carpar, hisimla uzaklasirken
Kardinaller iceri kosusur. - Sayin Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Dusunun bu para ile kac katedral, kac kilise yapilir, dunya uzerine kac misyoner gonderilirdi.
Parayi nicin kabul etmediniz ? - Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mi deseydik ?
44 :) MÜHENDİS ZEKASI
Bir papaz, bir sarhoş ve bir mühendis giyotinle ölüm cezasına çarptırılmışlardır. Sıra öncelikle papazdadır. İnfaz
memuru papaza sorar: "İnfaz edilirken yukarı mı aşağı mı bakmayı tercih edersin?" Papaz cevap verir: "Yukarı bakmak isterim. En azından ölürken yüzüm
tanrıya dönük olur." Papazın isteği yerine getirilir, giyotin bıçağı havaya kaldırılır ve bırakılır. Bıçağın hızı kesilir kesilir ve tam papazın boynuna
santimetreler kala duruverir. Bu tanrıdan bir işaret olarak görülür ve papaz serbest bırakılır. Sıra sarhoşa gelmiştir. Bir umutla sarhoş da yukarı
dönük olmak istediğini söyler. Aynı şekilde giyotin bıçağı tam sarhoşun boynuna yaklaşmışken yavaşlar ve durur. Bu da tanrının bir işareti olarak
kabul edilir ve sarhoş da serbest bırakılır. En son sıra mühendistedir. Mühendis de yukarı dönük infaz edilmek istediğini belirtir. Tam bıçak
havaya kalkmışken mühendis bağırır: "Durun bir dakika, bıçaktaki sorunun nerede olduğunu anladım."
45 :) KONUŞMAMAK
Kizilderinin teki kecilerini otlatiyormus. Derken bir cow-boy gelmis ve sormus: - Senin kopegin mi? - O kopek benim olmak! - Onunla konusabilir miyim?
- Kopek konusamamak! Cow-boy kopege yaklasir. - Nasilsin? - Fena degil! (Kizilderili saskin...) - Bu kizilderili senin sahibin mi? - Evet. - Sana iyi davraniyor mu? - Evet, cok iyi.
Gunde iki kez tuvalet icin dolastiriyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor. (Kizilderili bu arada kafayi yemektedir) Cow-Boy kizilderiliye sorar. - Senin atin mi?
- O at benim olmak! - Onunla konusabilir miyim? - At konusamamak! Cow-boy ata yaklasir. - Nasilsin? - Fena degil! (Kizilderili daha da saskin...) - Bu kizilderili senin sahibin mi?
- Evet. - Sana nasil davraniyor? - Iyi. Bana hergun gerekli yurususleri yaptiriyor, fazla yuk bindirmiyor, gunde 2 kere ve her terlememden sonra terimi siliyor, ve icinde yiyecek
ve yataklik olan ufak bir ahir insa ediyor. (Kizilderili ne gozlerine ne de kulaklarina inanamamaktadir) Cow-Boy tekrar kizilderilinin yanina gelir. - Bu Disi Essek senin mi?
- Essek benim olmak, konusmak ama çok yalan soylemek .....
46 :) SAKIN OSURMA
Dallas'daki NASA uzay ussunde, us komutani William White, George ve Bob adindaki astronotlari yanina cagirip, ertesi gun cikacaklari
Mars yolculugu hakkinda son talimatlari verir ve bu zor yolculugun oncesinde uyumak uzere evlerine gitmelerini soyler. Her iki astronot da,talimata uyup evlerine giderler.
George tam uyumak üzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur. - "Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?" - "Henuz degil." - "Ben cok heyecanliyim. Uyku tutmadi.
Sana da uyarsa, benimle birlikte icmeye ne dersin? Uzun sure icki icemiyecegiz..." - "Ok." Bir saat sonra George ve Bob bulusurlar, bir bara girip icki Soylerler.
Barmen tam ickiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar. - "Hey men. Sizi tanidim. Yarin Mars'a gidecek astronotlarsiniz. Size icki verdigim ortaya cikarsa bir daha
Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayin." George ve Bob barmenle tartismalarina ragmen o barda icki icemezler. Baska barlarda sanslarini denerler; ama
TV programlarini surekli izleyen barmenler onlari her seferinde tanirlar ve icki vermeyi reddederler. Marketlerde kapalidir. Tam eve donmeye karar verdiklerinde
Bob'un aklina bir fikir gelir. - "Yahu George, bizim uzay roketine koyduklari yakitin kokusunu hatirliyor musun. Ayni viski gibiydi. Istiyorsan ondan icelim." Birlikte
uzay ussune girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakit tankinin yanina gelirler. Kimse suphelenmez. George ve Bob yakit tankindan aldiklari yakittan birer kadeh icerler;
sonra da evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon calar. Arayan yine Bob'dur. - "Alo George. Yine ben. Rahatsiz ettim ama kusura bakma. Sana bir sey
sormak istiyorum. Karnin agriyor mu?" - "Evet Bob. Hem de cok." - "Peki. O zaman sakin osurayim deme. Ben seni TOKYO'dan ariyorum."
47 :) KİM HIZLI KOŞAR?
Iki rahibe varmis biri matematikçi biri mantikli.. Bunlar bir aksam karanlikta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe mantiklica
dönerek; - "Yaklasik 20 dakikadir bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklasiyor su anda aradaki mesafe 50 metre" der. Bunun üzerine mantikli rahibe
bunun tek mantikli açiklamasi olabilecegini ve adamin kendilerine tecavüz edecegini ve daha hizli yürümeleri gerektigini belirtir. Rahibeler
daha hizli yürümeye baslarlar. 2 dakika sonra matematikçi rahibe: - "Adam da hizlandi ve aradaki mesafeyi kapatiyor, su anda 30 metre arkamizda...
O zaman mantik olarak kosmamiz gerekir." Rahibeler kosmaya baslar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe - "O da kosuyor ve arayi kapatiyor su anda mesafe
10 metre... O zaman mantik olarak bizi yakalayacak birimiz saga digerimiz sola saparak kiliseye ulasmaya çalisalim en az birimiz kurtulur." ... Ve matematikçi
saga dogru kosmaya mantikli sola dogru kosmaya baslar. Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulasir ve telas içinde beklemeye baslar. Aradan 40 dakika
geçtikten sonra mantikli rahibe gelir. Matematikçi sorar ; - "Ne oldu ne yaptin ?" - "Adam beni takip etti artik mesafe üç-bes adima kadar azalmisti,
mantik olarak daha fazla kosmanin anlami yoktu... - "Eeee..." - "Mantik olarak ben durdum adamda durdu." - "Sonra..." - "Mantik olarak ben etegimi kaldirdim oda pantolonunu
indirdi." - "Peki daha sonra...." - "Daha sonra ne olacak etegini kaldirmis bir rahibe pantolonunu indirmis bir adamdan DAHA HIZLI KOSAR..."
48 :) ANCAK GELDİK
Bir gun Cennet'in kapilari siddetle vurulmus: - Gum Gum Gum !! Içeriden seslenmisler: - Kim o? Disaridan gok gurultusu gibi bir ses:
- Biz Istanbul'u fetheden Fatih'in yigitleriyiz! Içeriden hos geldiniz diyerek kapilar ardina kadar acilmis ve yigitleri iceriye buyur etmisler. Her sey çok guzel gidiyormus.
Ta ki, 40 yil gecinceye kadar. Bir gun kapilar yine siddetle calinmis: - Gum Gum Gum !!! Içeriden sormuslar: - Kim o? Disaridan gok gurultusu gibi bir ses:
- Biz Istanbul'u fetheden Fatih'in yigitleriyiz! Iceriden hemen cevaplamislar: - Hadi len! Onlar 40 yil once geldi! Disaridan yine ses gelmis: - Biz mehter takimiyiz ancak geldik!!!
49 :) ADOLF'UN ÇOCUKLUĞU
20. yüzyilin basinda bir evde kucuk bir cocuk babasina sormus: - "Baba!, kedilerin kuyruklarini kesip kemer yapmak günah midir?"
Baba ilgisizce; - "Günahtir evladim" demis - "Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah midir?" - "O da gunahtir evladim" - "Peki baba japonlarin
beyinlerinden corba yapmak gunah midir?" - "Ooofff! o da günahtir evladim" - " Peki baba yahudilerin yaglarindan sabun yapmak gunah midir?"
Baba en sonunda dayanamaz: - "Degildir ulan. oooff bee Adolf , nerden aklina gelir boyle sorular sormak?!..."
50 :) İŞ GÖRÜŞMESİ
Bir firmanin Insan Kaynaklari Müdürü ölür ve göge yükselir. Kapida bir melek onu karsilar ve söyle der:
- "Size bir sans verecegiz. 24 saat boyunca cehenneme ve 24 saat boyunca da cennete gideceksiniz. Hangisini daha cok severseniz sonsuza kadar orada kalma
sansiniz olacak." Insan Kaynaklari Müdürü bu fikri gereksiz bulur: - "Aslinda ben secimimi coktan yaptim. Bu yola basvurmamiza gerek yok.
Ben cennete gitmek istiyorum." Melek bunun imkansiz oldugunu söyler: - "Buranin da bazi kurallari var. Bu nedenle dedigimi yapmaniz gerekir. Sonra secim sizin."
Müdür caresiz kabul eder. Bir asansöre biner ve yerin yedi kat altina iner. Bir kapidan iceri girdiginde bir bakar ki, yemyesil bir golf sahasinin üzerinde
ve bütün sevdigi arkadaslari orada. Seytan bile cok sevimli ve ona iyi davraniyor. Bütün gün golf oynarlar, beraber yemek yiyip icki icerler.
Müdür cok eglenir ve zamanin nasil gectigini anlamaz. 24 saat dolunca asansörle yukari cikar ve cennetin kapisindan iceri girer. Cennet de güzel
ama fazla sakin bir yerdir. Bütün gün bulutlarin üzerinde harp calip sarki söyler. 24 saat dolunca tekrar melegin karsisina cikar. Melek sorar:
- "Evet, karariniz nedir?" Müdür cevap verir: - "Bunu söyleyecegimi hic sanmazdim ama cehennemde daha iyi vakit gecirdim oraya gitmek istiyorum.
" Bunun üzerine asansörle yerin yedi kat altina iner. Bir de görür ki her yer cöp dolu, pis bir koku sarmis etrafi. Dün cok eglendigi
arkadaslari da cöpleri topluyor. Seytana sorar: - "Dün burasi bir golf sahasiydi, yemek yedik, icki ictik. Bugün ne oldu, durum neden böyle?"
Seytan cevap verir: - "Dün senle is görüsmesi yapiyorduk. Bugün artik seni ise aldik..."
51 :) HEDİYE
Bir kadinin bir süreligine is seyahati için ingiltereye gitmesi gerekmektedir. Kadinin kocasi esini havaalanina kadar
götürür. Karisi: - "Tesekkür ederim kocacigim, senin için ingiltereden ne getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve yanitlar:
- "Bir ingiliz kizi istiyorum hayatim..." Kadin sessiz bir sekilde kocasindan ayrilir ve yola çikar. 2 hafta sonra adam karisini tekrar hava alanindan almaya gider ve sorar:
- "Hayatim gezin nasildi?" Karisi: - "Tesekkür ederim hayatim çok güzeldi." Adam: - "Peki hediyem nerde?" Kadin: - "Ne hediyesi?" Adam:
- "Hani bir ingiliz kiz istemistim ya..." Kadin: - "Haa hatirladim, evet elimden geleni yaptim, simdi biraz beklememiz lazim kiz olup olmayacagini görmek için... !!!!"
52 :) DİYAFON
Delikanli sevgilisini aksam eve birakir.Evin önünde masum bir fisiltidan sonra ateslenir.Bir elini duvara dayiyarak
- "Beni bir öpermisin".. Kiz: - "Delimisin evin önünde annemler görür" der.. Erkek: "Ne olacak canim bu saatte kim görecek,
ne olur seni cok seviyorum..." Kiz: "Ben de seni ama olmaz..." Erkek cok atesli tabi devamli israr eder.. bir ara aniden merdivenlerin isigi yanar ve kizin kücük
kiz kardesi belirir. Kücük kiz: - " Babam diyor ki öpecekse öpsün, gerekirse ben öpecekmisim, o da olmazsa kendisi gelecekmis ama o hayvan
oglu hayvana söyle elini diyafon dügmesinden ceksin dedi"
53 :) ARABAM DIŞARIDA
Temel kırtasiye'ye girmiş, tezgahtara : -Pana pir roman lazum, demiş. Kırtasiye tezgahtarı sormuş : -Efendim agır mı olsun hafif mi? Temel :
-Farketmez, nasul olsa arabam dısarudadur.
54 :) ANLAMLI ANLAMLI
Karadenizlinin biri hemşerisine anlatıyor : -Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam bilet almamışım gibi bana anlamlı anlamlı baktı.
-Sen ne yaptın? -Bende bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.
55 :) YUMURTA KİMİN
İskoçyalı'nın tavuğu İngiliz'in bahçesine yumurtlamış. Biri "Tavuk benim, yumurta da benimdir" diyor. Diğeri "Benim bahçem, yumurta
da benimdir." En sonunda İskoç "Bu böyle sürer gider. En iyisi birbirimize birer tekme atalım. Yerde en kısa süre kalan yumurtayı alsın" diyor. İngiliz de kabul
ediyor. İskoç'un önce tekme atmasına karar veriyorlar. İskoç en ağır postallarını giyip geliyor. İyice bir abanıp İngiliz'in bacaklarının arasına bir tekme atıyor.
İngiliz yarım saat sonra ancak kalkabiliyor. İngiliz tam tekmeyi atmak için hazırlanıyorken, İskoç yumurtayı uzatıyor: "Al senin olsun, bir yumurta için değmez."
56 :) OTEL Tatile cikmis bir grup kiz arkadas,
bes yildizli bir otelin onunden gecerken bir an duraklarlar. Otelin kapisinda; "Yalnizca bayanlar icin..." yazan bir afis asilidir. Yanlarinda esleri ya da erkek arkadaslari olmadigi icin,
bu otelde konaklamaya karar verirler. Resepsiyondaki akillara ziyan derecede yakisikli genc, bayanlara otelin "usulleri" uzerine kucuk bir brifing verir: "Otelimiz bes katlidir.
Teker teker katlari cikin. Arzunuza hitap eden katta kalabilirsiniz. Hangi katta ne oldugunu aciklayan kucuk tabelalar size yardimci olacaktir. Yalniz dikkat edin, bir kez ust kata ciktiniz mi,
bir daha bir alt kata inemezsiniz.Mukemmel adamin pesinde...Bizimkilerin icini bir heyecan kaplar. Bu epey ilginc bir tatil olacaga benziyordur. Hemen merdivenlere davranirlar.
Birinci kattaki tabelada; "Bu kattaki erkeklerin hepsi kisa boylu ve vasat tiplidir," yazmaktadir. Hep birlikte burun kivirip, ikinci kata dogru hamle ederler. Buradaki tabela da cok
parlak seyler vaad etmez: "Bu kattaki erkeklerin hepsi kisa boylu ve yakisiklidir." Kadinlar elbette ki buna da bir omuz silkerler. Ucuncu kata geldiklerinde gozlerine uzerinde;
"Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve vasat gorunumludur," yazan tabela carpar... "Dogal olarak" dorduncu katta sanslarini dememeye karar verirler. Nihayet karsilarina;
"Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve yakisiklidir," yazan ilan cikar. Kadinlar, hormonlari bedenine dar gelen ergen kizlarin coskusuyla bagirisir ve birbirlerine sarilirlar.
Fakat yine de o galeyan icinde, hala yukarida bir kat daha kalmis oldugunu hatirlarlar... Kisa ama yogun bir istisare sonucu, son katta sanslarini denemeye karar verirler. Oyle ya,
sonucta her ciktiklari kat, bir oncekinden daha iyi bir "cesit" vaad etmektedir. Heyecanla besinci ve sonuncu kata tirmanirlar. "Zirve"deki tabelada yazanlari dehset icinde okurlar:
"Burada erkek falan yok. Bu kat, yalnizca kadinlari memnun etmenin bir yolu olmadigini kanitlamak amaciyla insa edilmistir..."
57 :) ZAMPARA TEMEL
Temel çok güzel bir kadini gözüne kestirmis. Kizin pesinde ve bir taraftan da nasil kizi ayartirim diye düsünüyor.
Klasik tavlama usüllerinden biri geliyor aklina ve birden kadina dönüp : - Hadi bize gidelum saga pul kolleksiyonumu cöstereyim. Kadin sasirir fakat bozuntuya vermez:
- Peki ya begenmezsem - O zaman ciyinur cidersun.
58 :) FESAT
Klas bir kiz kolejinde biyoloji ogretmenligi yapan Bay Perkins sinifta sorar: - Bayan Smythe, lutfen insan vucudunda uygun sartlarda gercek buyuklugunun 6
katina ulasan organin ismini ve bu sartlari soyler misiniz? Bayan Smythe soruya bozulur ve sogukca: - Bay Perkins, bu sanirim bana sorulacak uygun bir soru degil. Ailemin bundan
haberdar olacagindan emin olabilirsiniz. der ve kipkirmizi bir suratla yerine oturur. Bay Perkins, istifini bozmadan ayni soruyu Bayan Johnson'a yoneltir. Bayan Johnson sukunetle cevap verir:
- Los isikta goz bebegi. Bay Perkins: - Dogru! Ve Bayan Smythe size soyleyecek 3 seyim var.Birincisi; dersinize calismamissiniz. Ikincisi; akliniz fikriniz kotu seylerde. Ucuncusu;
birgun cok buyuk bir hayal kirikligi ile karsi karsiya kalacaksiniz.....
59 :) İYİ Kİ JİNEKOLOG DEĞİLİM
Fevkalade sosyetik bir kokteyl. Dr. Gurel smokinleri icinde iki kat yakisikli. Agzindan da bal akiyor ya. Etrafi her zamanki gibi genc ve guzel hanimlarla cevrili..
Bunlardan biri "Ah doktor, disim oyle agriyor ki gunlerdir" demis.. Sonra yakalamis doktorun elini.. Agzina dogru cekmis.. Cekmekle de kalmamis.. Sokmus doktorun parmagini agzina..
Sol tarafa kaydirmis. Isaret parmagini azi disine dogru zorla uzatiyor. - Iste burasi.. Tam burasi.. Oyle agriyor ki?.. Doktor parmagini kadinin agzindan kurtarmaya calisirken soyleniyor?..
- Hanimefendi, iyi ki jinekolog degilim..
60 :) LAZ KOMANDOLAR
Çogunlugunu lazlarin teskil ettigi komando bölügü 10 gündür ormanda, çamurda, aç susuz pislik içinde
egitim yapmaktadir. 11.nci gün komutan çavus Dursun'u çagirdi "çavus,10 gündür bölük gayet iyi bir performans gösterdi bizde
onlari ödüllendirelim, bugün çamasir degistirebilirler artik.." "Basüstüne Komitanum." Dursun çavus bir heves kosarak bölügü
toplar "sizlere çok sevinecegunuz bir haber cetirdum.. komitan izin verdi bugün erat çamasir degistirecek, siraya geçin degistirun. Temel sen Idrisle.....Ismail
sen Kemalla.... Sadik sen Cemalla
61 :) NE DİYOR
Yasli Alman cift Türkiye'den tatilden donuyorlarmis, otelden cikarak bir taksiye binmisler ve tutmuslar havaalani yolunu. Bu sirada taksi soförü sormus,
"Hangi ülkeye gidiyorsunuz?" diye... Ihtiyar adam, "Almanya'ya" demis.Ihtiyar kadinin da kulaklari pek duymuyor tabii kocasina, "Ne diyoor?" diye sormus. Adam da, "nereye gittigimizi
soruyo da" demis... Biraz yol aldiktan sonra taksi soförü tekrar, "Almanya'nin hangi sehrine?" demis... Ihtiyar adam da "Hamburg" demis... Ihtiyar kadin yine, "Ne diyooor?"
diye sormus, adam; "Hangi sehirde kaldigimizi soruyor" demis... Taksi soförü, "Ben" demis "Hayatimin en kötü seksini Hamburg'ta (Sao Paulo'da) yaptim!"...
Sagir kadin yine sormus, "Ne diyooorrr?" Ihtiyar adam da demis; "Seni tanidigini söylüyooorrr!.."
62 :) KERİZ
Temel tatil için gittiği sahil kentinde, sabah erkenden kalkar ve plaj kumsalında yürümeye başlar. Bu esnada bir çift de sabah sporu
için plaja gelmiştir. Kadın sabah güneşinden yararlanmak için kumsalda güneşlenirken, eşi de hemen yanında şınav çekmektedir. Temel bu manzarayı
görür ve şöyle der: - "Ula kerize bak, kari altindan kaçmiş haberi yok..!"
63 :) GÜMRÜK Trabzonla Rize arasında bir
zamanlar gümrük varmış. Temel hergün bisiklet ve önünde bir kum torbasıyla gümrükten geçermiş. Bir gün Gümrük
Memuru bu durumdan kuşkulanmış. Temel'e : - Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten, demiş. Temel : - Kum, demiş. Memur kum torbasına elini sokmuş karıştırmış
gerçekten sadece kum varmış torbada. Bu olaydan sonra Temel yıllarca gümrükten bisikletle önünde kum torbası olduğu halde geçmiş. Yıllar sonra
Trabzonda bir kahvede Temelle Gümrük Memuru karşılaşmış. Gümrük Memuru : - Ula Temel artık emekli oldum sana birşey yapamam gerçekten ne
geçiriyordun gümrükten?, demiş. Temel: - Bisiklet, demiş
64 :) EVDEKİ KUZİ
Bir inşaata amele alınacaktır. Alınacak elemanları kalfa Cemal'in seçmesi istenir. Adaylar kalabalıktır. Bu durumda Cemal sınav yapmaya karar verir.
- Pize 1 kisi lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum. Bir ara gözü Temel'e ilişir. Burnundan tanımıştır. Hemşehrisini işe almak ister. Önce Temeli sınava alır ve sorar.
- Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha verdum kaç kuzu oldi? - 6 tane oldi. Cemal biraz bozulur ama çaktırmaz.
- Tabi bu soru biraz zor oldu piraz taha kolayini sorayum. - Sana 2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi ? - Tört kuzi oldi. Cemal sinirlenir, Ama
hemsehrisinide işe almak ister. - Peçi 1 kuzi verdim, sonra bir kuzi taha verdum kaç etti ? - Üç etti. Bunun üzerine Cemal iki tokat çakar
ve tekrar sorar. - Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi? - İçi tane. Cemal iyice sinirlenir ve Temeli iyice döver. - Ulan hemşeru teyup işe almak istedum, sende tam
salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem pir kuzin olur anladun mi? - Olir mi, der Temel. - Penum evde bir kuzi de kendumin var.
65 :) SAAT
Yakısıklı bir genç ve yaslı bir Yahudi uzun bir tren yolculugunda aynı kompartımanı paylasırlar. Ihtiyar biner binmez, genç adam saati sorar,ancak
yanıt almaz. Tüm gece süren yolculuk boyunca da hiç konusmazlar. Ertesi sabah, varıs¸ istasyonuna gelmeden önce, ihtiyar - "Simdi saat 8.30 oldu!" der.
Genç, saskınlıkla -"Niye ancak simdi cevap verdiniz ki?" diye sorar. - "Bakınız, genç adam: Size dün aksam saati söylemis olsaydım,sohbete baslayacaktık.
Bana muhtemelen, benim de gittigim kente yolculuk ettiginizi ve belki de oraya ilk kez gittiginizi söyleyecektiniz. Ben de,iyi bir insan oldugum için, sizi evime davet edecektim.
Orada kızım ile tanısacaktınız. Çok güzel bir kız oldugu için, onu kesinlikle begenecektiniz. Eh, siz de çirkin sayılmazsınız - o da sizi begenecekti.
Kuvvetle ihtimaldir ki,bu is evlilige kadar gidecekti. Ben de düsündüm: Saati bile olmayan meteliksiz bir damatla, benim ne isim var?!?"
66 :) ŞEF NE DERSE O OLUR
Teksasta haydutluk eğitimi gören bir öğrenciyi azılı haydutların yanına staja verirler. İlk ders olarak bir posta arabası soyulacaktır. Araba durdurulur;
Şef haydut: - "Herkesi indirin arabadan" der. Bu sırada stajer arabada yaşlı bir ninenin oturmakta olduğunu farkeder ve - "Nine otursun bari" der. Haydutlar hep bir ağızdan
- "Sen karışma, şef ne derse o olur" derler. Bu sefer şef; - "Bütün paralarını alın" der. Stajer yine atlar: - "Yaşlı nineninkileri de mi?" diye sorar. Haydutlar yine hep bir ağızdan
- "Sen sus, şef ne derse o olur" derler. Bütün paralar alınmıştır. Şef atına biner adamlarına döner ve - "Bütün kadınlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konuşacakken nine atılır: - "Sen sus, şef ne derse o olur"
67 :) GURUR KAZAZEDESİ
Temel bir arkadasindan cok iyi tuyo veren bir adamin adini ogrenir. Hemen kosar; - " Bugun yapilacak yarista hangilerine oynamaliyim" der. Adam soyle bir bakar;
- " Sen kac yasindasin?" diye sorar. - " 28 " der Temel. Adam da; - " Tamam, git 2 ve 8' e oyna." Gercekten adamin verdigi tuyo yarislar sonunda tutmustur. Temel ikinci hafta yine gider.
Yine soru aynidir. Adam: - "Sen kac kilosun? " der. Temel " 76 kiloyum." deyince; - " Bu hafta da git 7 ve 6' ya oyna." der. Bu yarisin sonuclarini da adam dogru tahmin etmistir.
Arkadaslari da saskinlik icinde izlemektedirler. Bu kez Temel neyi var neyi yok satar. Parasini cebine koyar, yine ayni adamin yolunu tutar. Adam bu kez - " Senin ....şeyin... uzunluğu ne kadar? der.
Temel saskinlik icinde - " 25 cm. " deyince adam da - "Bu sefer de 2 ve 5'e oynayacaksin" der. Arkadaslari yarisin sonuclarini cok merak etmektedirler. Ertesi gun hemen Temel' in
yanina kosarlar ki bir bakarlar Temel' in yuzu cok kotudur. Hemen sorarlar ne oldu diye. Temel' in verdigi yanit ise sudur: - " Gururumun kurbani oldum. 1 ve 3 kazandi."
68 :) FURDİK ONİ
Babam öldü, demis Temel. ilyas sormus: - Neden öldü? - Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düstü. - Eyvah parçalandi mi?
- Yok, giristeki bakkalin tentesine düsünce oradan havalanip karsi apartmana yöneldi. - Apartmana mi çarpti, nasil oldu? - Yok, karsi apartmanin balkonunda çamasirlar
asili idi.Çamasir ipine vurup fabrikanin bahçesine düstü. - Orada mi öldü? - Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki yaylarin üzerine
düsüp havalandi yeniden... - Peki sonra? - Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de furdik oni..
69 :) AKILLI İNSAN
Bir bilgeye sormuşlar : ''Bir insanın zekasını nereden analarsınız?'' ''Konuşmasından ''diye cevap vermiş. ''Ya hiç konuşmazsa ? '' demişler;
''O kadar akıllı insan yoktur ki....''
70 :) BEŞİNCİ KAT
Tatile cikmis bir grup kiz arkadas, bes yildizli bir otelin onunden gecerken bir an duraklarlar. Otelin kapisinda; "Yalnizca bayanlar icin..."
yazan bir afis asilidir. Yanlarinda esleri ya da erkek arkadaslari olmadigi icin, bu otelde üç gün konaklamaya karar verirler. Resepsiyondaki akillara
ziyan derecede yakisikli genc, bayanlara otelin "usulleri" uzerine kucuk bir brifing verir: "Otelimiz bes katlidir. Teker teker katlari cikin. Arzunuza hitap eden katta kalabilirsiniz.
Hangi katta ne oldugunu aciklayan kucuk tabelalar size yardimci olacaktir. Yalniz dikkat edin, bir kez ust kata ciktiniz mi, bir daha bir alt kata inemezsiniz. Bizimkilerin icini bir
heyecan kaplar. Bu epey ilginc bir tatil olacaga benziyordur. Hemen merdivenlere davranirlar.Birinci kattaki tabelada; "Bu kattaki erkeklerin hepsi kisa boylu ve vasat tiplidir,"
yazmaktadir. Hep birlikte burun kivirip, ikinci kata dogru hamle ederler. Buradaki tabela da cok parlak seyler vaad etmez: "Bu kattaki erkeklerin hepsi kisa boylu ve yakisiklidir."
Kadinlar elbette ki buna da bir omuz silkerler. Ucuncu kata geldiklerinde gozlerine uzerinde; "Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve vasat gorunumludur," yazan tabela carpar..
"Dogal olarak" dorduncu katta sanslarini dememeye karar verirler. Nihayet karsilarina; "Bu kattaki erkeklerin hepsi uzun boylu ve yakisiklidir," yazan ilan cikar. Kadinlar,
hormonlari bedenine dar gelen ergen kizlarin coskusuyla bagirisir ve birbirlerine sarilirlar. Fakat yine de o galeyan icinde, hala yukarida bir kat daha kalmis oldugunu hatirlarlar.
Kisa ama yogun bir istisare sonucu, son katta sanslarini denemeye karar verirler. Oyle ya, sonucta her ciktiklari kat, bir oncekinden daha iyi bir "cesit" vaad etmektedir. Heyecanla
besinci ve sonuncu kata tirmanirlar. "Zirve"deki tabelada yazanlari dehset icinde okurlar: "Burada erkek falan yok. Bu kat, yalnizca kadinlari memnun etmenin bir yolu olmadigini
kanitlamak amaciyla insa edilmistir..."
71 :) YANLIŞ TARAF
Vahsi Batida bir gun, bardan iceri izbandot gibi cift tabancali bir kovboy girer. Herkesin saskin bakislari arasinda son derece hizli bir hareketle iki tabancayi
da cekip havaya birer el ates eder ve bagirir: -Sag tarafimdakiler o.. cocugu, sol tarafimdakiler pe.... Var mi lan itirazi olan? Varsa kalksin ayaga! Temel, hemen ayaga kalkar, kovboy
derhal tabancalari adama dogrultur: - Hey, senin itirazin var galiba! - Yok be abicum, ha pen yanlis tarafa oturmisum da...
72 :) PAPA
Amerika'ya gezmeye giden Papa, otelde sıkılmış ve şoföründen anahtarı alıp, limuziniyle dolaşmaya başlamış. Bir ara kırmızı ışıkta geçince
polis durdurmuş. Memur bir bakmış ki arabayı Papa kullanıyor. Hemen telsizden âmirini aramış. - Âmirim çok mühim birisini durdurdum, ne yapayım?
- Bill Gates'i mi? - Hayır. - Clinton'ı mı? - Daha mühim... - Daha mühim kim var? - Valla âmirim, bilmiyorum ama, şoförlüğünü Papa yapıyor.
73 :) BABA ÖLÜR
Birkac yillik evli ciftin bir bebekleri olur.. ancak gunler haftalar gectikce bebegin cok farkli ve insanustu yetenekleri oldugu ortaya cikar.. 1 yasina
geldiginde yetiskin gibi konusur, 2 yasinda akliniza gelen her dilde okuyup yazmaya baslar,3 yasinda ileri matematik profesorleriyle tartismaya oturur, ve 4 yasinda gelecekle
ilgili inanilmaz tahminlerde bulunmaya baslar...der ki: "Tam 1 yil sonra bugun ben olecegim... ben oldukten 2 yil sonra annem olecek.. annem oldukten 1 yil sonra babam olecek...
" Ve kesinlikle.. bir yil sonra bebek ölür... baba cok uyanik oldugu icin karisini hemen milyarlar degerinde sigortalatir... ve 2 yil sonra da anne ölür....
ve baba 1 yillik omrunun kaldiginin farkinda, karisinin sigortasindan kazandigi milyarlarla evlere, arabalara, seyahatlere ve birbirinden guzel kadinlara yatirim yapar... ve
olumune 1 gun kala son parasiyla bir dansci kiz kiralar,once superlux villanin havuzunda eglence, sonra yatakodasinda zevk dolu bir gece.. ve adam hersey bittiginde gozlerini
kapatir ve "vay be yarin ölmüs olucam.. ama ne hayat gecirdim, herseyi yaptim dolu dolu yasadim herseyi.. helal olsun bana" diye keyifle uykuya dalar.. Ama o da ne......
sabah bir de gozlerini acar ki hala yasiyor..!!!!!! Yatakta saskinlik icinde bakinirken geceyi beraber gecirdigi dansci kiz ciglik cigliga kosarak iceri girer... "HEMEN ASAGI GELIN NOLUR..
KAHYANIZ SALONDA BOYLU BOYUNCA UZANMIS YATIYOR... GALIBA ÖLMÜS!!!!"
74 :) DAVAYI KAYBEDECEĞİZ
12 yasinda bir cocuk bir kadina tecavuz etmekten yargilaniyormus. Ustelik cocugun avukati da bayanmis. Mahkemede bayan avukat, cocugun pipisini
disari cikarip eline almis ve sallayarak : - Hakim bey, bu cocuk bu ufacik pipisiyle bu kadina nasil tecavuz edebilir? Tam bu sirada cocuk avukatin kulagina egilerek fisildamis :
- Avukat hanim biraz daha sallarsaniz davayi kaybedicez!
75 :) EN DEĞERLİ MADEN
Ögretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus. Dersin bitiminde çocuklara sormus: - "Çocuklar!
Kim hangi madene sahip olmak ister?" Önce David cevap vermis: - "Platin, ögretmenim. Onunla kendime bir Porsche alirdim." Ardindan Mike cevaplamis:
- "Altin, ögretmenim. Altinlarimla kendime sonmodel bir Cadillac alirdim." En son Küçük Joe yanitlamis: -"Silikon, ögretmenim. Ablamda iki tane
var, kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."
76 :) KURUSUN DİYE ASTIM
Jim ile Mary akil hastanesinde iki hastadir. Birgun hastanenin yuzme havuzunun etrafinda dolasirken Jim aniden suya atlayip en dibe batar.
Bunu goren Mary hemen ardindan atlar ve dibe kadar yuzup Jim'i kurtarir. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranisi hastanede olay olur. Bunu duyan bashekim de Mary'nin
artik iyilestigini dusunup, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. Islemler yapilir, belgeler cikartilir, Bashekim ayni gun Mary'nin yanina gider: - Mary, sana bir iyi
bir de kotu haberim var. Iyi haberim, yaptigin kahramanca davranistan oturu anladik ki akli dengen tamamen yerinde ve boylece hastanemizden taburcu oluyorsun.
Kotu habere gelince, kurtardigin hasta, Jim, intihar etmis. Az once odasinin banyosunda kendisini asmis bulundu. Mary gayet sakin yanit verir: - O intihar falan etmedi ki.
Ben onu astim kurusun diye.
77 :) SARIŞIN Temel ile Cemal bir gece
kulübünde içki içmektedirler, Temel, Cemal'e barda oturan güzel sarisini gostererek, "Cemal ben kariyi tavlarim" demis. Ve kalkmis sarisin
bayanin yanina gitmis. Sarisin bayana "Birlikte bir icki icebilir miyiz" demis. Kadin, "BMW araban varmi?" diye sormus, Temel, "Yoktur" Kadin, "Karadeniz'de iki katli,
genis bahcesi olan bir villan varmi?" diye sormus, Temel, "Yoktur" Kadin, "Senin bankada yüksek meblagli bir hesabinda yoktur" demis. Temel, "Yoktur" Kadin,
"O zaman çek arabani" der, ve Temel Cemal'in yanina gider, Temel, "Ula Cemal benim Limuzini sana versem senin BMV'yi bana verir misin" Cemal, "Veririm" Temel,
"Acaba benim bankaya gitsem bana bir hesap acarlar mi?" Cemal, "Acarlar" Temel, "Bunlari hallettikte, acaba babama Karadenizdeki villanin ücüncü
katini nasil yiktiracagiz?"
78 :) KADIN - ERKEK
Iki araba birbirlerine yaklasiyolardi... Birinin içinde bi adam digerinde bi kadin... Tam yanyana geldiklerinde adam cami açip kadina
"DOMUZ!!!" diye bagirdı ve konusmasina devam edecekken kadin çok sinirlendi ve o da cami açip adama"HAYVAN!!!" diye cevap verdi...ve arabalar yollarina
devam ettiler... Kadin tam viraji dönmüstü ki yolun ortasinda duran kocaman bir DOMUZ'a çarpti... Bu hikayeden çikarilacak sonuç :
- kadinlar dinlemeyi bi ögrenebilseler...
79 :) SEX
Temel Amerikaya gelir ucaktan iner passaport olayi filan falan immigration office alirlar bunu Memur sorar - What's your name Sir? -Temel -Surname?
-Kaya -Sex? Temel gayet sakin cevaplar - 3 times a week Memur sasirir ve olayi toparlamaya calisir... - Sir you understood me wrong..I mean male? or female?
Temel yine hic beklemden cevaplar - Doesn't matter
80 :) BOYANIR Tanri once yer kuresini yaratir.
Bakar ve der: - Guzel Sonra atmosferi yaratir. Kenardan bakar ve yine: - Guzel Daha sonra topraklari, daglari ve denizleri yaratir. Bakar ve der : - Guzel Erkegi yaratir, bir bastan
sona seyreder : - Guzel Sonra kadini yaratir ve bir hayli baktiktan sonra der: - Onemli degil, boyanir...
81 :) AGOP'LA HAYKANUS
Agop'la karisi Haykanus kahvalti ediyorlarmis. Haykanus sormus: - Sular akmoor Agop, bir bakarsin degil mi? - Nereden cikarirsin simdi Haykanus,
ben muslukcu ? - Peki havagazini kontrol etsen. - Canim, ben tesisatci? - Agop, elektrik dugmesi de bozulmus - Yeter artik Haykanus... Agop aksam eve geldiginde bir
bakmis ki butun aksakliklar onarilmis. Merakla sormus Haykanus 'a: - Canim karim, kime yaptirdin bunlari? - Kirkor 'a rica ettim beni kirmadi. - Ne?... Kirkor mu?
O dunyanin en kotu adamidir. Karsiliksiz bir sey yapmaz. - Evet bana " ya benimle yatacaksin ya da cikolatali pasta yapacaksin" dedi - Guzel...Pastayi yaptin degil mi?
- Ah Agop, nereden cikarirsin bunu? Ben pastaci...
82 :) EVLİLİK
Yeni evli genc cift, dugun gecesi balayi suitlerine cikmişlar.. yataga girmek icin hazirlanirken genc adam pantalonunu cikarip kadinin onune
ativermiş: - şunu bi giysene....? Kadin giymeye calişmiş ama pantalon kadina en az 2 beden buyuk, tabi giyememiş.. - "olmuyor işte, ben senin pantalonunu nasil giyeyim...
" demiş... Bunun uzerine adam siritmiş: - "Evvet işte anlaman gereken budur karicim, sen benim pantalonumu giyemezsin ve benim yerime evin reisi olamazsin."
Kadin bunun uzerine adama bakmiş bakmiş, sonra cikarmiş kulodunu adamin suratina firlatmiş: - "Sen şunu bi giysene." Adam kadinin minicik kulodunu giymeye
calişmiş ama dizlerine kadar bile çekememiş, "ben bunun icine giremem" diye soylenmiş. Bunun uzerine kadin - "evvet işte anlaman gereken budur kocaciim,
giremezsin." demiş "ve az onceki tavrin degişene kadar da hayatta giremeyeceksin."
83 :) DİKKAT LADİN TESLİM OLUYOR
Usame Bin Ladin Bush'a telefon etmis, kendini tanitip, konusmasina devam etmis.. "Sayin Bush size iki haberim var, biri iyi bir kotu hangisini once
soylememi istersiniz?" Bush : - "Once iyisini soyleyin "demis. Ladin: - "Teslim olmaya karar verdim", Bush : "Pekii kotu haber ne?" Ladin: - "Ucakla geliyorum ...!!!"
84 :) HEYECAN YASAK
Adam gecirdigi by-pass ameliyatindan sonra doktorundan tavsiyeler almaktadir. - Durumunuz iyi ama kendinize biraz dikkat etmelisiniz. Oncelikle
dinlenmeye devam edeceksiniz, Ayrica diyetinizi duzenli olarak uygulayacaksiniz. En azindan birkac ay daha sakin bir hayat yasiyacaksiniz. - Peki doktor ya seks?
- Tabi seks yapabilirsiniz ama yalniz karinizla, cunku heyecan yasak!!!
85 :) NE HALDE
Adamin biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alirsin der. Dilenci - Beyim ben hiç
sigara içmem, der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira icersin der. Dilenci - Ben agzima icki koymam, der. Sen de o zaman bir altili oynarsin. Dilenci
- Beyim ben hiç kumarda oynamam deyince Adam o zaman - Al bu parayi ve bizim eve gel der. Dilenci neden oldugunu sorar. Adam - Karim seni bir gorsun icki ve
sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamin hali ne oluyor!...
86 :) PENGUEN
Samsunlu hemşerim,arabasıyla Trabzona giderken,Ordu-Giresun arasındaki kumsalda,iki Karadeniz uşağının Şarloya benzeyen garip bir yaratığı
kanatlarından tutup gezdirdiklerini görmüş. Merakla koşup yanlarına varmış. -Ha uşaklar,n'aparsınız? -Deryadan çıkan bu garibanı oyalıyoruz.
- Buna penguen kuşu derler,kutuplarda yaşar,onun dilini bizler pek bilme yiz.İyisi mi siz onu Hayvanat Bahçesine götürün,der uzaklaşır. Ertesi
gün Samsuna dönen hemşerim, kumsalın önünden geçerken ne görsün? Bizim uşaklar kuşu yine kanatlarından tutmuş, kumsalda
dolaştırıyorlar. Arabasını park edip yanlarına varmış,çıkışır olmuş. -Yahu arkadaşlar,ben kuşu Hayvanat Bahçesine götürün demedim mi?
- Dedin. Bizde göötürdük.abi.Bu akşamda da açık hava sinemasına götüreceğiz. Hayatından memnun.Hiç sesini
çıkarmıyor.maşallah!.
87 :) TELGRAF
Avukat, müvekkillerinden birine telgraf çekti: "Kayınvaldeniz dün gece öldü. Gömülmesini mi, mumyalanmasını mı,
yoksa yakılmasını mı sağlayalım?" Ertesi gün cevap geldi: "Emin olmak isterim. Her üçü de yapılsın."
88 :) DOĞUM GÜNÜ
Çiçekçiye giren adamın kolunda sıyrıklar, sol gözünde bir morluk vardı. - Bir düzine kırmızı gül istiyorum,
dedi ve hemen ekledi. Karımın doğum günü için, tazesinden rica ediyorum. Çiçekçi: - Başüstüne, dedi. Hangi gün için?
Adam koluyla gözünü işaret etti: - Dündü.
89 :) YARDIM SEVER
Sehrin hayirsever vakiflarindan birindeki çalisanlar sehrin en basarili avukatindan henüz herhangi bir bagis almamis olduklarini fark ettiler.
Bagis toplama görevindeki kisi avukati bagista bulunmasi için ikna etmeye çalisiyordu: "-Arastirmalarimiza göre yillik geliriniz en az 500.000 dolar, ancak
bugüne kadar hiç bir hayir isine bir kurus bagista bulunmamissiniz. O paranin bir kismini bir sekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?" Avukat bir süre
düsündü, sonra: "-Önce, arastimalariniz annemin uzun bir hastaliktan sonra ölmek üzere oldugunu ve hastane masraflarinin onun yillik gelirinin
bir kaç kat üstünde oldugunu da gösterdi mi?" Görevli utandi: "-Sey, hayir." "-Sonra, kardesimin malul bir gazi, kör ve tekerlekli iskemleye
mahkum oldugunu? "Görevli utancindan kipkirmizi kesilmis bir halde özür dilemeye çalisirken avukat onun sözünü kesti:"
- Ya da kizkardesimin kocasinin bir trafik kazasinda öldügünü ve onu üç çocuguyla bes parasiz biraktigini?" Görevli yerin
dibine geçmisti, sadece, "-Hayir, hiç bir bilgim yoktu ..." diye mirildanabildi. Avukat bir kez daha onun sözünü keserek devam etti: "
- Pekala, ben onlara zerre miktar para vermezken size niçin vereyim?"
90 :) DÜRÜST TEMEL
Iki cift kagit oynuyorlarmis, Temel, Dursun ve karilari... Temel bir ara kagitlarini yere dusurmus, almak icin masanin altina egilince ne gorsun! Dursun'
un karisi Fadime eteginin altina hicbir sey giymemis. Tabii Temel ufak capli bir sok yasamis. Bir sure sonra Temel mutfaga gittigi sirada Fadime arkasindan gelmis ve masanin
altinda hosuna gidecek bir seyler gordun mu? demis. Temel, "Evet gordum!" "Eger istersen olur ama sana 50 milyona patlar." demis, Fadime ve eklemis, "Dursun cuma gunu
evde yok, saat ikiden sonra gel!" Temel cuma gunu olunca dogruca Dursun' un evine gitmis, 50 milyonu verip dogruca yatak odasina Bir kac saat sonra Temel gitmis. Dursun
eve saat alti gibi gelmis ve sormus, "Bugun ogleden sonra Temel buraya ugradi mi?" Fadime hafiften sesi titreyerek, "Evet bir kac dakikaligina ugradi." "Peki sana 50 milyon
verdi mi?" Fadime, Dursun' un anladigini dusunerek basi onde, "Evet verdi" demis. Dursun, "Cok iyi, cok iyi! Bu sabah bana ugradi da, acil bir isi icin 50 milyon lazimmis, ogleden
sonra sizin oradan gecerken eve birakirim dedi, bak ne durust cocukmus gordun mu!"
91 :) BALIK
Adam balık tutuyor. Bir elinde olta öbür eli ise bir taşı tutmuş vaziyette havada. Kadın yanına yaklaşıyor ve soruyor. - Oltayı anladımda bu taşı
neden böyle tutuyorsunuz. Adam: - Bir şartla söylerim diyor. !!!! - Nedir? - Benimle yatarsan !!! Sartı duyan kadın kızıp gidiyor ama merakını yenemiyor tekrar
dönüp geliyor. Peki diyor şartını yerine getirelim ondan sonra söyle bu taşı neden böyle tutuyorsun. Sart yerine geldikten sonra adam taşı neden
öyle havada tuttuğunu açıklıyor. - Bu oltaya sabahtan beri hiç balık vurmadı. Ama sen bu taşa düşen üçüncü kadınsın
92 :) SPERM TESTİ
Bir gün 75 yasinda bir ihtiyar sperm testi yaptirmak icin doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve: - Bunu doldurup yarin bana getirin, der.
Ertesi gun ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve bos oldugunu görür ve sebebini sorar. Ihtiyar anlatmaya baslar: - Doktor bey, dun
gece sag elimle denedim olmadi, sol elimle denedim gene olmadi. Karimi cagirdim, o da sag ve sol elleriyle denedi, agziyla denedi, Ünce disini cikararak, sonra disini
takarak denedi gene olmadi. Baktik olacak gibi degil komsunun karisini cagirdik o da iki elini ve agzini denedi gene olmadi, deyince doktor kendini tutamamis: - Naaptiniz,
komsunun karisini da mi cagirdiniz, diye sormus. Ihtiyar da: - Napalim, acamadik su lanet kavanozu bir turlu
93 :) KAÇ ETSİN
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar. Görüşmeci matematikçiye sorar: - "iki kere iki
kaç eder?". Matematikçi cevap verir: - "Dört!". Görüşmeci sorar: - "Kesin dört mü? Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- "Evet, kesin dört!" Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- "Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağya veya yukari oynayabilir, ama ortalama dört eder!". Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar: - "Kaç etsin istersiniz?
94 :) PAPAGAN
Adam kendisi icin aldigi Viagra"larin papagani tarafindan yutulmus oldugunu farkeder. Papagani ates basmistir. Adam sinirlenerek "Atesi düssün,
sogusun" diye buzluga atar papagani... 4 saat sonra buzlugu acip papagana bakan adam, papaganin hala ter icinde oldugunu görür ve sasirir. - Ne oldu sana? Niye terledin?
Saatlerdir buzluktasin... - Lan, bu donmus tavuklarin, donmus bacaklarini hic ayirmaya calistin mi sen ?
95 :) CENAZE ÇELENKİ
Bir kalp doktoru ölmüş. Cenaze töreninde güllerden dev bir kalp,kalbin ortasına tabutunu yerlettirrmitler... Herkes doktorla
ilgili anılarını anlatmış,ona son vazifelerini yapmışlar,tabut kapanmış,güllerden kalp şeklinde bir çelengi üzerine koymuşlar ve defnetmitler...
Bu hüzünlü tablo yaşanırken kenarda kıkır kıkır gülen adama sormuşlar, gülme nedenini...Sormayın demiş... Ben jinekoloğum kendi cenaze
törenimi düşünüyorum da....!
96 :) CENAZE
İki arkadaş golf oynayarak ve iyi vakit geçirerek halı gibi çimenlerle kaplı sahada dolaşmaktadırlar. Sahanın yanından geçen
yolda büyük ve kalabalık bir cenaze konvoyu görürler. Adamlardan biri, şapkasını çıkartır, büyük bir saygıyla cenazeye doğru
dönerek diz çöker, içinden bir kaç küçük dua mırıldanır ve yine aynı saygı ile ayağa kalkar. Arkadaşı çok etkilenmiştir.
- "Hey!" der, - "Sen gerçekten temiz yürekli iyi bir insansın!.." - "Tabii," der adam. - "Ne de olsa 35 yıllık karımdı."
97 :) BİZİ TAKİP ETMEKTEN VAZ GEÇ
Karin ile Jutta parkta gezintiye çıkmıslardı. Bir bahriyeli de bir saattir kızların peşini bırakmiyordu. Nihayet Karin'in sabrı taştı, arkasını dönerek
bahriyeliye sert bir yüzle baktıktan sonra hiddetle şunları söyledi: - Bak, ya bizi takip etmekten vazgec, yahut bir arkadaşını daha bulup getir.
98 :) ÇARPTIĞIMIZ ARABADAN
Genç kız sevgilisine telefon ediyordu: - Bu gece bize gelmesen iyi olur şekerim. Babamın öfkesinden yanına varılmiyor. Dün geceki
kaçamak gezintiyi onun arabasıyla yaptığımızı haber almış! - Ne diyorsun! Nereden haber almış acaba? - Nerden olacak... Çarptığımız adam babammış da!...
99 :) EVLİYMİŞİZ GİBİ DAVRANALIM
Soğuk ve karlı bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten
sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulube bulurlar. Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve birsürü battaniye bulunmaktadır. Geceyi
geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir. - Ben yerde uyku tulumunda uyurum, der. Sekreter yatağa yatar, adam uyku tulumunun
içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar: - Efendim, ben çok üşüyorum.
Adam fermuarı açar, uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken
yine sekreterinin sesini duyar: - Efendim, ben hala çok üşüyorum. Adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının
üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar: - Ben yine çoooook üşüyorum.
Adam yattığı yerden: - Bir fikrim var, der. Burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz. Genç kadın kıkırdar:
- Tamam, bana göre hava hoş. Adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır: - Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!
100 :) YOLDAN GÜZEL GEÇMEK
Bir kral halki için geniş bir yol yaptirmaya karar verdi. Yapimi tamamlanan yolu halka açmadan önce, bir yarisma düzenlemeye
karar verdi. Isteyenin bu yarismaya katilabilecegini ilan ettiren kral, yoldan en güzel geçecek kisiyi belirleyecegini söyledi. Yarisma günü,
insanlar akin ettiler. Bazilari en güzel arabalarini, bazıları en güzel elbiselerini getirmisti. Kadinlardan kimileri saçlarini en güzel biçimde
yaptirmisti, kimi de yanlarinda en güzel yiyecekleri getirmisti. Gençlerden bazilari spor kiyafetler içinde yol boyunca kosmaya hazirlaniyordu. Nihayet,
tüm gün insanlar yoldan geçtiler, fakat yolu kat edip tekrar kralin yanina döndüklerine hepsi ayni sikayette bulundu: - Yolun bir yerinde
büyükçe bir tas ve moloz yigini vardi ve bu moloz yigini yolculugu zorlastiriyordu. Günün sonunda yalniz bir yolcu da bitis çizgisine
yorgun argin ulasti. Üstü basi toz toprak içindeydi, ama krala büyük bir saygiyla yönelerek elindeki altin kesesini uzatti: - "Yolculugum
sirasinda, yolu tikayan tas ve moloz yiginini kaldirmak için durmustum. Bu altin kesesini onun altinda buldum. Bu altinlar size ait olmali." Kral gülümseyerek
cevap verdi: - "O altinlar sana ait delikanli." - "Hayir, benim degil. Benim hiçbir zaman o kadar çok param olmadi." - "Evet" dedi kral. - "Bu altinlari sen kazandin,
zira yarismanin galibi sensin.Yoldan en güzel geçen kisi sensin. Çünkü, yoldan en güzel geçen kisi, ardindan gelenler için
yoldaki engelleri kaldiran kisidir ! "
101 :) SOKAKTA
- Beyefendi, etrafta bekçi ya da polis var mı? - Hayır, evladım. - Öyleyse cüzdanınızla saatinizi bana verin.
102 :) İÇİLİR Mİ
Temel barda arkadasiyla iciyormus. Temel dertli dertli, - Karim nihayet peni anladu... Arkadasi, - Be adam bunun icin icilir mi? - Ama anlar anlamaz
peni terk etti!
103 :) ARADA "R" VAR
Tabur´a yeni bir komutan gelmis ve askerleri toplayarak bir konusma yapacagini belirtmis. Bütün askerler toplanmislar ve komutan
baslamis konusmaya: - Bugün tanismak için sizleri buraya topladim. Benim adim Ahmet, soyadim Kırç. Tekrar ediyorum, Kırç. Arada R var.
Sakın ola diliniz sürçmesin çok fena yaparim. Herkes iyice ezberlesin hata istemem ! Askerler dagilmislar ve herkes "Arada R var, arada R var"
diye içinden ezbere koyulmus. Komutan ise bu konuda ne kadar hassas oldugunu göstermek için sagda solda gördügü askere
soruyormus: - Sen - Emredin komutanım! - Soyadim ne benim ?! - Kirç komutanim. - Aferin ! İşinin basina ! Komutan böyle böyle hergün bir kaç
kere soyadini soruyor ancak kimse sasirmiyormus. Laz ise bu konuda çok sanciliymis. Ya birgün piyango kendisine çikarsa ve sasirirsa diye daralip dururmus.
Nihayet birgün tören esnasinda komutan aniden arkasina dönmüs ve Laz'i isaret ederek - Sen ! Soyadim ne benim ?! Laz heyecandan konusamiyor,
nutku tutulmus.Yaprak gibi sallanmaya baslamis. Komutan gayet sinirli - Sana söylüyorum, cevap ver, asabimi bozma ! Hemen arkasindaki arkadasi bakmis
Laz'in basi belaya girecek hemen fisildamis : - Arada R var, arada R var... Bunun üzerine Laz cevap vermis: - Gört !!!
104 :) DOKTOR RAPORU
Temel'e bir ise girmek icin saglik raporu lazim olmus. Gitmis tam tesekkullu bir hastaneye. Epey muayeneden sonra doktor sormus: - "Kulaklarinizdan
ya da burnunuzdan bir sikayetiniz var mi?" - "He ya", demis Temel. "Özellikle fanilamu cikarurken cok zorlanayrum."
105 :) POLİTİKACILAR
Politikacı bir grup, otobüs ile bir seminere katılmak üzere yola koyulur. Yolda otobüs şoförü bir kaza yapar ve bir
çifçinin arsasının hemen yanında devrilir. Bunu gören çifçimiz, büyük bir çukur kazar ve tüm politikacıları oraya
gömer. Bir kaç gün sonra, o civardan geçen bir polis, kaza yapmış otobüsü görür, çifçiye de politikacıların
nerede olduğunu sorar. - Hepsini gömdüm der çifçi. - Peki hepsi ölmüş müydü ? - Valla abi, bazıları ölmediklerini
söylüyorlardı, ama bilirisin ne kadar yalancı olduklarını bu politikacıların !!!
106 :) FBI
FBI eleman alacaktır. Gazeteye ilan verilir, bir gun sonra uç kisi basvuruda bulunur. ilk adam odaya alınarak "karını seviyor musun?"
diye sorulur. Adam "evet efendim" der. "Peki, ulkeni seviyor musun?" deyince adam yine "evet" diye cevap verir. FBI gorevlisi "peki o zaman, sana bir sürprizimiz var,
karını buraya getirdik yan odada su anda kendisi. Al su silahı karını oldur bakalım" deyince adam silahı alarak diger odaya girer. Birkac saniye sonra geri doner, kravatı
gevsemis ve terlemistir. Yapamayacagını soyleyerek oradan ayrılır. Sıra ikinci adama gelir ona da aynı seyleri soylerler o da yapamayacagını soyler ve oradan cıkar gider.
Son olarak sıra Temel'e gelir. Ona da aynı seyler söylenir ve Temel iceri girer. Bir-iki saniye sonra bam bam bam bam bam diye silah sesleri ve hem arkasından buyuk
bir sangırtı ile cam kırılması sesi duyulur. Temel geri doner biraz terlemistir. FBI gorevlisi sorar: - Noldu? - Bana verdiginiz tabanca kurusıkı cıktı. O yuzden Fadime'yi
pencereden asağı atmak zorunda kaldım!...
107 :) E-MAİL
Issizin biri, temizlik isleri icin Microsoft'a basvurur.Insan Kaynaklari, bir on gorusmenin ardindan test (yeri temizlemek) yaparlar ve personel muduru
adama " ise alindin, e-mail adresini ver, sana basvuru formunu gondereyim, ayni zamanda, ise baslamak icin gelecegin gunu bildiririm" der. Adam caresiz, bilgisayarinin,
ve dolayisi ile e-mail adresinin olmadigini soyler. Insan Kaynaklarindan, onun adina uzulduklerini, fakat e-mail'i yoksa, kendisinin de varolmadigini ve kendisi de olmadigi
icin ise alinamayacagini soylerler. Adam umutsuzca, ne yapacagini bilmeden, cebinde sadece 10$ ile cikar. Ve bir markete girerek 10 kiloluk bir kasa domates alir. Kapi kapi
dolasarak, 2 saat icersinde sermayesini ikiye katlar. Isini birkac kez daha tekrar eder ve aksam eve dondugunde 60$'i vardir. Ve bu sekilde yasayabilecegini anlar, her sabah
erkenden evinden cikar ve aksam gec saatlere kadar calisir, ve her gun parasini uce,dorde katlar. Az bir zaman sonra, bir el arabasi alir, bunu bir kamyonla degistirir ve
bir sure sonra artik, bircok aractan olusan bir nakliye sirketi sahibidir. 5 sene gecer, adamimiz Birlesik Devletlerin en buyuk gida nakliye sirketleriniden bir tanesinin
sahibidir artik. Artik ailesini ve gelecegini dusunmektedir, ve hayat sigortasi yaptirmaya karar verir. Bir sigorta sirketini arar, kendine uygun bir plan secer ve konusma
biterken, sigortaci, teklifi gonderebilmek icin adamin e-mail adresini ister. Adam e-mail 'inin olmadigini soyler "Sasirtici", der sigortaci, " e-mail'iniz yok ve bu hanedanligi
kurabildiniz, dusunun, ya bir de e-mail adresiniz olsaydi.." Adam dusunur ve su cevabi verir: - Microsoft' ta temizlikci olurdum!!
108 :) TİCARET
Roma'da dunyaca unlu San Pietro Kilisesi'nde buyuk bir pazar ayini... Gorkemli bir dinsel toren.. Papa bile katiliyor. Koskoca meydan mahser
yeri gibi..Kilisenin ici de dısı da tiklim tiklim.. Bu arada kilise kapisinda iki adam ozellikle dikkati cekiyor...Ikisinin de boynunda kocaman birer levha asili..Birinde "
Ben koyu bir Hristiyanim ,lutfen bana yardim ediniz " yazili. Otekinde ise sadece " Ben koyu bir Yahudiyim " yaziyor. Tabii ki kiliseden cikanlar Hristiyan oldugunu
ifade eden adama yanasiyorlar ve ellerini ceplerine atip comertce bir seyler veriyorlar. Yahudi oldugunu ifade eden adamda ise siftah yok. Bu arada kiliseden cikan
iyi niyetli biri "Yahudiyim " yazisi tasiyana sokuluyor. " Bana bak kardes " diyor , "..durustluk iyi bir sey ,ama binlerce Hristiyan kiliseden cikarken , senin Yahudi
oldugunu boyle aleni olarak ifade etmen kanimca hic de akillica bir hareket degil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten.. Bence cikar o yaziyi boynundan , sen de
su Hristiyan gibi... " deyince , boynunda "Yahudiyim yazili adam " Hristiyanim " yazili olana donup sesleniyor: - Heey !.. Salamon !.. Herife bak be !.. Gelmis bize ticaret ögretiyor..
109 :) MÜHENDİS VE YÖNETİCİ
Buyuk bir sirketin ust duzey yoneticilerinden biri bir gun New York uzerinde balonla dolasmaya cikar. Aksilik bu ya, pusulasini asagiya dusurur
ve kaybolur. Inmek icin uygun bir yer ararken bir gokdelenin tepesinde sigara icen bir adam gorur ve alcalir. "Pardon. Ben neredeyim acaba?" diye sorar. "Yerden 500
feet yukseklikte bir balonun icindesin" der adam. Yonetici sinirlenir: "Sen muhendissin degil mi?" diye sorar. "Evet." der adam. "Nereden bildin?" "Cunku basim belada
ve sana bir soru soruyorum. Verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor." "Sen de yoneticisin degil mi?" "Evet sen nereden bildin?" "Cunku yerden 500 feet
yukseklikte bir balonun icinde kaybolmussun.Pusulan yok, berbat durumdasin. Fakat bu simdi benim sucum oldu."
110 :) NE OLACAK BU ALMANYA'NIN HALİ
Iki Alman, Hans ile Mans Türklerin rakidan ne anladiklarini merak edip bir gece meyhaneye gitmeye karar vermisler. Meyhaneden içeri
girip acemi bakislar ile etrafa baktiktan sonra, yan masa ne siparis ettiyse aynisini siparis edip içmeye baslamislar rakiyi.. Birinci kadehin sonunda Hans Mans'a sormus..
Mans bir sey hissediyor musun? Hayir Hans..devam edelim içmeye.. Bir süre sonra yedikleri mezelerin de esliginde ikinci kadehe baslamislar.Bu sefer Mans
dayanamamis ve.. - Hans demis..Hans...Birsey anladin mi? - Hayir..devam et... Üçüncü kadehi de bitirdikleri sirada Hans tekrar Mans' a sormus..
- Ne hissediyorsun Mans? Mans agir agir gözlerini kaldirmis.. - Ne hissettigimi siktir et de Hans...Ne olacak bu Almanya'nin durumu????
111 :) ÖĞRETMENİ SEÇTİM
Temel in 3 tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat öğretmenle evlenmeye karar verir.
Bunu bilen arkadaşı sorar - "Niye öğretmen de diğerleri değil?" diye. Temel de ona döner: - Ula der, bilmez misin doktorlar "bugün git yarin gel" der,
santralci de "Şu an meşgul daha sonra tekrar deneyin" der. Ama öğretmen ne der? Hadi bir daha tekrarlayalım...
112 :) GELOR MU GİDOR MU?
Uzun ikna turlarindan sonra Ermeni mahallesinin 17 yasindaki guzeller guzeli ve yoksul aile kizi ZIVART, mahallenin zengin ve 75 yasindaki
MIGIRDIC beyi ile evlendirilir. ilk gece Migirdic bey ölür.Durumu supheli bulan savciligin actigi dava sonucunda; Mahkemede hakim sorar: - "Kizim anlat
bakalim nasil oldu?" Zivart, utangac ve ermeni sivesiyle anlatir: - "Valla hakim bey, malumunuz zifaf gezesi... Migirdic bey ustume geldi...basladi titremege...ben zanetim
geloor, meger gidoormus."
113 :) ÜÇ MAHKUM
Uc mahkum cezaevi yolundadir. Herbirine, hapiste gecirecekleri günler icin bir esya getirmelerine izin verilmistir. Otobuste,biri digerine
döner ve sorar; "Eeee sen ne getirdin?" Diger mahkum, bir boya kutusu cikarir ve bununla her seyi boyayabilecegini soyler. Ikinci mahkum bir deste iskambil
kagidi cikarir ve "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim" der. Ucuncu mahkuma merakla sorarlar; "Sen ne getirdin?" Adi
Temel olan ucuncu mahkum bir kutu cikarir ve gulerek; "Bu orkidleri getirdim" der. Diger iki mahkumun kafasi karismistir. Merakla sorarlar; "Bunlarla ne yapabilirsin ki?"
Temel siritir ve elindeki kutuyu göstererek; "Kutuda yazdigina gore; bunlarla ata binebilir, yüzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmisim"
114 :) KARIŞIK Mehmet Bey köpeğinin
tasmasından tutmuş yolda giderken, hoşlanmadığı bir komşusuyla karşılaştı. Komşu sordu: - Bu eşekle nereye gidiyorsun? - Yahu bu köpek be, diye tersledi
Mehmet Bey. Köpekle eşeği birbirinden ayıramıyor musun? Komşu aldırışsız: - Ben köpekle konuşuyorum. Sen ne diye söze karışıyorsun?
115 :) CİNSİYET TARTIŞMASI
Kadinlar diyor ki: Bilgisayar erkektir. Çünkü bilgisayarlar aslinda sorunlari çözmek için yaratilmalarina
ragmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler. Daha da önemlisi bunlardan bir tane aldiginiz an,
biraz daha sabretmis olsaydiniz çok daha gelismis bir modeline sahip olabileceginizi görüp pisman olursunuz. Erkekler diyor ki: Bilgisayar disidir.
Çünkü onun mantigini yaraticisindan baska kimsenin anlamasi mümkün degildir. Yaptiginiz en ufak hatayi bile hafizasina kaydedip tekrar tekrar
önünüze koyar. Ve bir bilgisayar aldiktan kisa bir süre sonra farkedersiniz ki, asil parayi ona gereken aksesuarlar için harcamak zorundasiniz.
116 :) KADINLAR ÜNİVERSİTE SINAVI GİBİDİR...?
Benzerlikleri: İkisinde de tercih sayısı çok görünür. İkisi de ancak bitince rahatlarsınız. İkisinde de tercihlerde çevre
faktörü sinir bozucu ama önemlidir. İkisine de girmeden önce şekerli birşeyler yemek iyi gelir. İkiside esnasında terletir. İkisini de kazanırsanız kaşındınız,
kaybederseniz üzüldünüz demektir. İkisinin de sonucu güzelleştikçe harçları yükselir. İkisinden de erken çıkmak hoş
karşılanmaz. İkisinde de tercihler yıllara mal olabilir. İkisinde de tercih sizin gibi görünür. İkisinde de soruları kimse size önceden söylemez,
ama üç aşağı beş yukarı aynı sorular çıkar. İkisinde de çıkınca sigara iyi gelir. İkisinde de yuvarlağın dışına taşırmamak gerekir. Farkları: Birinde
kalemin ucu kırılırsa fena olur. Birinde yanlış kararlar silgiyle düzeltilebilir. Birinin gözetmenine röntgenci adı verilir ve ayıplanır. Birinde kurallar baştan
belirlenmiştir. Birinde açık öğretim mümkündür. Biri bittikten sonra kahvaltı hazırlamanız gerekmez. Birinde kapıda veli beklemez. En azından
beklemese iyi olur. Birinde yardımcı cihazlar arasında müsvette kağıt bulundurmak tuhaf karşılanmaz. Birinde acele etmek tuhaf karşılanır. Birinde cevaplar duruma
göre değişir. Birinde bilgisayarlar değerlendirir. Birinde yumuşak kalem makbul değildir. Birinde tercih sayısı duruma göre değişir.
117 :) OTO VE ERKEK
20 yasinda erkek FIAT gibidir. Kucuk ama hizli. 20-30 yas arasinda PORSCHE gibidir. Hizli ve konforlu. 30-40 arasi erkek VOLVO gibidir. Biraz sIkIcI
ama teknik olarak mukemmel 40-50 yas arasi erkek OPEL gibidir. Yapabileceginden fazlasini vaat eder. 50-60; arasinda ise eski bir FORD gibidir. Harekete gecirmek icin
karburatore biraz alkol koymak gerekir.
118 :) TUTUKLAYIN
- Komiser bey, beni tutuklayın. Karıma beş el ateş ettim. - Öldü mü? - Hayır, hiçbiri isabet etmedi. - Öyleyse neden
tutuklanmayı istiyorsun? - Karım beni arıyor da...
119 :) MÜHENDİS AKLI
Bir rahip, bir doktor ve bir mühendis golf sahasinin bosalmasini beklemektedirler. Mühendis:" Bu adamlar ne yapiyor böyle, 15 dakikadir
bitirmelerini bekliyoruz." Doktor: "Bilmiyorum ama hiç böyle bir saçmalik görmedim." Rahip: "Iste görevli geliyor, onunla konusalim." Rahip:
"Merhaba, Su anda sahada olan grup ne zaman çikacak, neden bu kadar yavaslar?" Görevli "Evet onlar kör itfayeciler. Klübümüzde
geçen sene çikan yanginda gözlerini kaybettiler. Bu yüzden istedikleri zamanburada ücretsiz oynamalarina izin verildi. Rahip: "ne kadar
üzücü, bu aksam onlar için dua edecegim." Doktor: "Çok güzel bir fikir, ben de hastanedeki doktor arkadaslarla konusup onlar
için bir seyler yapabilir miyiz diye bakacagim." Mühendis: "Bu adamlar neden geceleri oynamiyorlar?"
120 :) AMERİKALI MÜHENDİS
Kayseri'de yol çalismasi yapiliyomus. Köylüler esegin birini salip geçtigi yerden yolu geçiriyolarmis. O sirada oradan
geçmekte olan Amerikali bir mühendis görmüs bunlari. Merak etmis; gitmis yanlarina. -Merhaba dayi nabiyonuz böyle? demis. Köylü
- Yol yapiyoz diye cevap vermis. -"E bu essek ne" diye devam etmis mühendis. Köylü genel prosedürü söyle bir anlatmis. Essegin yolun
nerden geçecegine karar verdigini söylemis. Bizim Amerikali mühendis yerlere yatmis gülmekten, öyle sey mi olur diye. Alayci bir tonla:
- "Eee demis, essek bulamiyinca napiyonuz?" Köylü: - "O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoz."
121 :) CINDY VE ASIM
Cindy Crawford ve Asım bir gemi kazasi neticesinde ıssız adaya düşerler. Ne yapsınlar can sıkıntısından sabah akşam sevişirler... Ancak bir
süre sonra Asım durumdan zevk almamaya başlar. Cindy çıldırır. Asım'a ne olduğunu sorar, ne isterse yapabileceğini söyler. Her türlü fantaziyle,
pozisyonla ve herşeyiyle emrine âmade olduğunu, nerede hata yaptıysa düzeltmeye çalışacağını anlatır. Asım inatla Cindy'ye 'istediğim şeyi yapabilmen
mümkün değil' der. Cindy çaresizlik içinde israr eder ve herseyi goze aldigini soyler. Asim en sonunda 'Bir denemeye' karar verir. Önce
Cindy'nin saçlarini kisacik keser. Sonra üstünü ortecek biçimde ceketini giydirir. Kestigi saçlardan biyik yapar. Cindy, ne oldugunu
anlamaya çalisirken Asim onu mumkun oldugu kadar erkege benzettikten sonra aksam olunca sahile gelmesini soyler. Aksam olur ve Cindy erkek kiliginda sahile
gelir bakar ki Asim mukellef bir raki sofrasi hazirlamis ve masayi mezelerle doldurmustur. Asim ve Cindy masaya otururlar ve Asim elini kanka modunda Cindy' nin omzuna
koyar ve soyle der: - 'Ulan Kazim bir aydir kimi goturuyorum soylesem inanmazsin'
122 :) ŞEYTANI DA
Fazlası ile zampara olan bir adam tövbekar olmak istemis. Ne yapayım ne edeyim derken "40 gün 40 gece bir mağaraya kapanıp dua etmesi"
söylenmiş.Eleman mağaraya kapanmış. 1 gün 2 gün 3 4 5 derken 39 gün olmuş. 39ncu gün disarida bir yagmur bir yagmur, ortaligi sel goturuyor.
bir bakmis ki magranin kapisinda yagmur iliklerine kadar islemis bir bayan. Guzel mi guzel. Bayan hemen iceriye girmis. Eleman, bayanin ustunu kurutmak icin ates yakmis.
Fakat bayana hic yaklasmamis. Bayan uzerindekilerini kurutmak icin cıkartınca, "kendisinin korkutugunu ve adamin kendisine sarilmasini" istemis. Adam sarilirken tovbesini
bozmak istemiyor fakat bayan cilvelenince tovbe diye sey kalmiyor ve is bitiyo. Sevismenin ardindan kadin kahkahalar ile gulmeye baslayinca merakla sormus. - Neden guluyosun ?
Kadin: - Ben seytanim. Senin tovbeni bozmak icin geldim ve basardim. demis. Bu sefer adam kahkahalarla gulmeye baslamis ve bu sefer - Niye guluyosun ? diye kadin sormus.
Adam: - Bu dunyada becermedigim bi seytan kalmisti . Onu da becerdim ya, bosver gerisini. demis.
123 :) TEMEL ILE YUNAN ASKERI
Temel askerligini yunan sinirinda yapiyormus. Temel'in cani cok sikiliyormus. Yunan'a bir islik calmis elleriyle "Havaci misin?" isareti yapmis, Yunan aldirmamis.
Bir islik calmis elleriyle "Karaci misin?" isareti yapmis, Yunan aldirmamis. Bir islik daha calmis "Denizci misin?" anlaminda yuzme isareti yapmis, yunan aldirmamis. Bir islik daha calmis.
El haraketi yaparak "Topcu musun?" demis, yunan aldirmamis. Bir islik daha calmis "Gozcu musun?" anlaminda durbun isareti yapmis, yunan aldirmamis. Nöbetler degismis
sira yine Temel'le Yunan'a gelmis. Yunan'a hadi sinira git demisler yunan da: - "Ben oraya gitmem. Orada bir deli turk askeri var, bana hava kararinca yuzerek gelip sana bir
koyacam gozlerin firlayacak diyor.."
124 :) LAZ PILOTLAR
Temel'le Cemal bir gün kahvede otururken gazetede bir ilan görürler "Pilot kurslari baslamistir*" Tabi ki bizimkilerde merakli,
pilotluga köyde bagi bahçeyi satip İstanbula giderler. Kursa baslarlar basariyla bitirirler diplomalarini alirlar. Aradan iki ay geçer bir uçak sirketi arar..
- "Gelin bakalim size uçak verecegiz pilotlugunuz nasil?" - "ilk seferiniz Ispanya'ya.." Bizimkiler süper bir kalkis güzel bir havalanis İspanyaya varirlar.
Tam inecekler Cemal : - "Kule, acil inis pisti bosaltin, itfaye, ambulans, doktor çagirin, zor durumdayiz.!.." Temel - "Sayin yolcularimiz herkez emniyet kemerlerini
baglasin bildigi bütün dualari okusun tehlikedeyiz." Derken uçagi zor bela, kanter içinde piste indirirler. Temel: - "Vay agzuna siçtugumun
ispanyollari, ula bunlarin kafalari hiç çalismayi, 15 metrelik pist mi olur. az daha olecektuk da". Cemal: - "Ula Temel, dogru deysin. Hakketten kafalari çalismayi.
15 metrelik pist yapayler da 10 kilometre genisluk olur mi?"
125 :) TERCÜMAN
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikci buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba,
bu tetikci yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu... Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark
etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. tercüman işaretle sordu: - Para nerde? Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
- Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum. Tercüman tercüme etti: - Neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş.
Baba 38'ligi koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı: - Simdi sor bakalım, para nerede. Tercüman işaretle sordu: - Para nerede? Sağır-dilsiz
kan ter içinde işaretle yanıt verdi: - Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda yüz bin dolar var.
- Ne dedi? dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış.
126 :) DEVE
Çölün ortasinda bir kaleye yeni bir komutan tayin edilmis ve adam geldigi gün kidemli bir çavusu yanina alarak teftise
çikmis,komutan foseptik çukurunu görmüs ve: - Bu çukurun burada ne isi var hemen kalenin disina alin insan sagligina zararli. Çavus:
- Emredersiniz efendim. demis ve notunu almis. Komutan atlarin içinde bir tane deve görmüs ve sormus: - Bu devenin burada ne isi var. Çavus
cevap vermis: - Efendim o deveyi bizim askerler cinsel ihtiyaçlarini karsilamak için kullaniyorlar. Komutan hiddetlenmis ve derhal deveyi satmalarini emretmis.
Aradan üç-bes derken 6 ay geçmis ve komutan çavusa : - Ulan su deveyi geri getirin bari burada kadin da yok ne yapalim. Hemen askerler gidip
sattiklari deveyi tekrar almis ve kaleye getirmisler. Komutan o gün deveyle cinsel ihtiyacini bir türlü karsilayamamis ve sabahin besinde nihayet muradina
ermis ve sabah olur olmaz çavusu çagirmis: - Oglum askerler nasil yapiyorlar ben sabaha kadar ugrastim anca yapabildim deve yüksek tabure koyuyorum
alçak kaliyor neyseki hallettim. ve çavus cevap vermis: - Efendim malumunuz çöldeyiz ve atlarin belirli bir dayanma siniri var buraya yaklasik 40 km
uzaklikta bir genelev var biz deveyi oraya gidip gelmek için kullaniyorduk...
127 :) HANGİ KANAL?
Adamın biri iş gezisi için Danimarka'ya gitmiş. İşlerini hallettikten sonra akşam barda bir kadeh içip odasına çıkmış. Tam uyumaya
hazırlanırken kapı çalınmış, karşısına dünya güzeli bir hatun çıkmış. Adam tam yanlış odaya geldiğini söylemeye çalışırken kadın parmağını
onun dudağına dayayarak susturmus. - Buraya senin için geldim. Kadınla sabaha kadar seviştikten sonra yorgun ama mutlu bir şekilde aşağı inip resepsiyona uğramış.
- Benim borcum ne kadar? Katip gülümseyerek cevaplamış. - Borcunuz ödendi efendim. Buyrun, bu da bizim hediyemiz" diyerek bir zarf uzatmış. Adam zarfı
açtığında içinde 10 000 dolar ara olduğunu görmüş. Yanlışlık olduğunu söylese de hiç bir yanlışlık olmadığını söyleyerek kendisini
alana kadar uğurlamışlar. Adam Türkiye'ye geldiğinde bunu bütün arkadaşlarına anlatmış ama kimseyi inandıramamış. Adamın anlattıklarından birinin yolu
Danimarka'ya düsünce ne olur ne olmaz diye oteli denemeye karar vermiş. Aksam gelip odaya çıkmış. Bu sefer inanılmaz güzellikte bir kumral gelmis.
Onunla sabaha kadar sevismisler. Adam arkadaşının yaptığı gibi aşağı inerek hesabı sormuş. Kendisine bir zarf vermişler. Adam zarfı açtığında içinde 5000 dolar
olduğunu görmüş. Gülümseyerek sormuş. - Neden bana beşbin dolar? Burada kalan başka bir Türk arkadaşıma 10 000 dolar vermissiniz. Katip biraz
düşündükten sonra hatırlamış... - Haaaa, o arkadaşınız. Ama onunki birinci kanalda yayınlanmıştı.
128 :) SAVAŞ
Temel, Amerikanin durduk yerde Irak'a saldirmasindan rahatsiz olmustur. Bir yolunu bulup baskan Bush'a telefon eder: "Alooo! Ben, Temel olarak
size savas acayrum haberunuz olsun!" Bush, gülerek yanitlar: "Hehehe...kac kisilik bir ordun var ki?" Temel düsünür: "Hmmm...kayinpirader Idrus,
halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar..." ve yanit verir: "9 kisidur daa!" Bush icinden kis kis güler ve ciddi olmaya calisarak: "Temel bey, sizin 9 kisilik ordunuza
karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir!" der. "Hmmm..." der Temel: "Sizu pir süre sonra arayacagum." Aradan birkac gün gecer ve
Temel, Bush'u yeniden arar: "Baskan, savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi!" Bush, ilgiyle sorar: "Neymis bunlar?" "Hacan, bizim
Tursun'un tiraktörü, benim cakaralmaz tüfek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdöveri..." Bush güler: "Iyi ama benim tam 150 bin
tankim, 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3 milyon oldu!" Temel yeni gelisme karsisinda biraz sikilmistir:
"Tamam, bir müddet sonra sizu yeniden arayacagum." Birkac hafta sonra Temel, Bush'u yeniden arar: "Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum." Bush merakla sorar:
"Neden?" Temel, moralsiz bicimde yanitlar: "Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur!"
129 :) TERS GİYDİN
Bir adamla karisi misir'da eski bir carsida geziyorlarmis. Ayakkabi satilan bir dukkanin onunden gecerlerken satici icerden seslenmis, buyur etmis.
Girmisler, satici "cok ozel buyulu sandaletlerim var beyefendi, sizi sexte cok vahsi ve kuvvetli yapacak sandaletler..." Adam tabi ki erkeklige leke surdurmemek icin pek
önemsememis ama eski gunleri ozleyen karisinin israrlarina dayanamayip sandaletleri denemeye karar vermis. Adam sandaletleri giyer giymez gozleri parlamis,kalbi
hizli hizli atmis, fiziksel degisimler baslamis, nefesi serilesmis gözleri buyumus ve etrafyna seri bir sekilde bakinmaya baslamis. Karisi bir adim geri kacmis "aman
allahim dur dur..." derken adam kosmus, saticiyi yakaladigi gibi tezgaha yatirmis, pantolonunu parcalayarak cikarmaya baslamis,bu arada satici bir yandan kurtulmaya calisirken
bagiriyormus, "sandaletleri ters giydin lan!..."
130 :) BUZDOLABINA BAKSAYDIN
Ahirette sorgu sirasini bekleyeni ki adam birbirleriyle konusmaya baslar. "Sen nasil öldün?" diye sorar birinci adam ötekine.
"Donarak öldüm.." "Kötü bir ölüm olsa gerek..." der birinci adam " donarak ölmek nasil bir sey?" "Sey, baslangicta cok rahatsiz edici.."
diye anlatmaya baslar ikinci adam. "titremeye basliyorsun, bütün el ve ayak parmaklarin agrimaya basliyor. Ama sonrasi, ölmek için çok sakin
bir yol. Vücudun uyusuyor, adeta bosluga sürükleniyorsun,tipki uykuya dalmak gibi.. Peki ya sen? sen nasil öldün bakalim?" "Kalp krizi geçirdim"
der birinci adam. "karimin beni aldattigindan emindim. Bir gün ansizin beklenmedik bir saatte eve döndüm, yatak odasina kostum.. Karimi orada yapayalniz
örgü örerken buldum. Sonra bodruma kostum ama kimseyi bulamadim. Ikinci katta da kimse yoktu. Sonra hizla çati katina vardigimda kalp krizi beni buldu..
Oraciga yigildim ve öldüm.. Aynen böyle.." Ikinci adam basini sallar "Berbat birsey bu..." der "..sadece bir an mutfakta durup buzdolabina bakmayi akil edebilseydin
simdi ikimiz de hayatta olacaktik.."
131 :) İKİ ASPİRİN
Adamin tiki var, tek gözünü sürekli kirpiyor, bir isyerine müracaat etmis... Yonetici: "Beyefendi okudugunuz okullar harika,
sizi hemen ise alirdik ama gözünüzü sürekli kirpmaniz müsterileri rahatsiz eder" diye korkarim. Bunun üzerine adam: "Bir saniye,
ben iki aspirin alirsam göz kirpmam duruyor" demis. Ceketinin ceplerini karistirmaya baslamis; karistirirken bir prezarvatif çikmis, sonra kirmizi bir prezervatif,
sonra yesil bir prezervatif, mor prezervatif, sari prezervatif, fosforlu prezervatif..... Sonunda iki aspirin tabletini bulmus, yutmus ve göz kirpmasi geçmis.
Bunun üzerine yönetici: "Beyim, iyi güzel de bizde birçok bayan çalisiyor, sizin gibi bir cinsi sapigi ise alamayiz!" demis Bizimki: "Ne sapigi kardesim,
ben çok mutlu evliligi olan bir adamim." - Madem öyle bütün o prezervatifler ne demek oluyor? - Siz hiç eczanede, eczaciya göz kirparak, "
- Iki aspirin" dediniz mi?
132 :) DERİ
Bir kari-koca cok kotu bir kaza gecirirler. Kadinin yuzu tamamen yanar. Plastik cerrahlar kadinin yuzunu eski haline getirebilmek icin deriye gerek
oldugunu ama kadindan deri alamayacaklarini soyleyince kocasi deri vermeye Gonullu olur. Fakat kocasindan alinacak deri popo bolgesinden alinacaktir.. Adam bu bilginin
karisina soylenmemesini ister cunku moralinin bozulacagindan cekinmektedir. Ameliyat tamamlandiktan sonra kadin eskisinden de guzel gorunur. Her goren bu muhtesen
guzellik karsisinda hayrete dusmektedir. Birgun kadin kocasi ile basbasa kaldiginda ; - "Hayatim cok tesekkur ederim. Benim bu halim senin Sayende. Sana nasil tesekkur etsem?"
...deyince kocasi cevap verir : - "Tesekkure gerek yok hayatim. Annen seni her optugunde ben gerekli mutlulugu duymaktayim zaten"...
133 :) ZURNA GİBİ
Üç kovboy Teksas ta bir barda masaya oturmus, kafayi çekiyorlar... Bir sarhos girmis içeri. Parmagi ile ortadakini isaret etmis,
"Senin anan" demis,"Teksas in en çilgin seks manyagidir"... Masanin etrafi bir anda bosalmis ama ortadaki adam duymazdan gelmis, içkisine devam etmis. Sarhos
çikmis gitmis ancak on dakika sonra geri gelmis. Gene ayni masanin basinda dikilmis ve,"Senin o fahise anani az önce becerdim, harikaydi" demis. Etraf masalar gene
bir anda bosalmis fakat bizim kovboy gene kilini kipirdatmadan içmeye devam etmis. Sarhos çikmis gitmis. On dakika sonra gene gelmis."Senin anan var ya,senin
anan" diye baslarken, kovboy nihayet lafini kesmis.. "Eve git de yat, gene zurna gibi içmissin, baba!..""
134 :) ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI
Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadirlar. Bir adam içeri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin degil mi diye sorar. Barmen "Evet, onlar" der.
Sonra adam onlara dogru yürür ve sorar: "Selam, ne yapiyorsunuz?" Hitler cevaplar: "3. Dünya savasini planliyoruz." Adam sorar. "Gerçekten mi? Neler olacak?"
Hitler:"Bu sefer 14 milyon yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini öldürecegiz" der. Adam sorar: "Bir bisiklet tamircisi mi???! "Hitler Stalin'e döner ve der ki:"
Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon yahudiyi takmayacagini söylemistim!"
135 :) DOĞUMEVİ
Dogumevi bekleme salonuna hemsire kosarak girer , ilk sirada oturan adama yaklasarak : " Sizi tebrik ederim, ikiz cocugunuz oldu" der. "
Ne tesaduf" der adam. " Minnesota Ikizleri - Basketbol Takimindayim" Bir saat sonra, ayni hemsire yine kosarak gelir, "Mr.Smith" ismini anons eder. Mr.Smith yerinden
heyecanla dogrulur, Hemsire ; " Artik ucuz babasisiniz" der. Mr.Smith sasirir ve " Olacak sey degil, ben de 3M sirketinde calisiyorum" der. Hemsire bir daha gorundugunde
ucuncu adama ; " Esiniz dorduz dogurdu, kutlarim" der. Adam da saskinlikla " Ben de Dort Mevsim Otelinde calisiyorum" der. O sirada yaninda oturmakta olan adam hafif
bayginlik gecirerek oturdugu yerden asagi dogru kayar, yetisip mudahale eden hemsire sorar;"Iyimisiniz, ne oldu size?" diye sorar. Adam kendine gelmege calisarak dogrulur ;
" Temiz havaya ihtiyacim var, 101 Dalmacyalilar magazasinin muduruyum de..."
136 :) BİZİM KARI
Mahkemede hakim, Temel'e sormus; - Kiminle evlisin? - Bizum kariylan! Hakim sinirlenmis,; - E, herhalde. Sen hic erkekle evlenen duydun mu?
- Duydum tabi, nasil duymadum! - Kimmis,? - Bizum kari.
137 :) ALDATMA
Uluslararasi ölçekte bir kadin arastirmasi yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerinde kadinlara bir soru sormus.
Kocanizi baska bir kadinla yakalarsaniz ne yaparsiniz??? Soruya ülkelere göre verilen yanitlar ise söyle olmus: Isveçli : Neyimi begenmedigini sorarim.
Rus : Evi terk ederim. Fransiz : Sesimi çikarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim. Italyan : Kadini vururum. Ispanyol: Kocami vururum. Yunanli : Her ikisini
de vururum. Türk : Benim kocam yapmaz!
138 :) 3 YUMURTA VE 700 DOLAR
Adamla kadin evlenmeye karar verirler ama adamın onemli bir sarti vardir. Evlenmeleri halinde basucundaki komodinin en ust cekmecesini asla
acmaması icin soz vermesini ister. Kadin kabul eder evlenirler. Aradan 25 yil gecer ve kadin sonunda dayanamayip cekmeceyi acar. Icinde 3 yumurta ve 700$ vardir. Kadin
adama cekmeceyi actigini itiraf eder ve bunlarin anlamini sorar. Adam kadini affeder ve o da itiraf eder ve kadını aldattigini her sefer icin oraya bir yumurta koydugunu soyler.
Kadin da adamin yapmis oldugu bu 3 kacamagi affeder ama hala 700$'in ne isi oldugunu anlamamistir. Adam der ki : "Yumurtalar cekmeceye sigmadigi icin ara ara onlari sattim
ve o parayla dolar aldım".
<139 :) ARTIK TAKMIYORUM
Asiri ishalden sikayetci biri Cerrahpasa'ya gider hemen.. ama burokrasiden dolayi belgeleri karisir ve kahramanimizi yanlislikla psikiyatri servisine
havale ederler.. 15 gun suren tedaviden sonra, taburcu olacagi gun, bir arkadasi karsilamaya gelir - "Noldu gecti mi ishal ?" - "Hayir gecmedi ama artik takmiyorum"
140 :) YARDIM
Genc kadin isyerinde kotu bir haber alir. Kucuk kizinin bakicisi telefonda cocugunun cok ateslendigini mutlaka eve gelmesi gerektigini bildirir.
Hemen isinden izin alir ve ates dusurucu bir ilac icin en yakin eczaneye kosar. Arabasinin yanina geldiginde arabayi anahtari icindeyken kilitlediginin farkina varir. Eve
hemen yetismesi gerekmektedir ama nasil..? Evini arar ancak cocuk bakicisinin verdigi haber daha kotudur, kizin atesi biraz daha yukselmistir. Bu arada kadin icinde
bulundugu duruma bakiciya anlatir. Bakici arabanin kilidini acabilecek bir servis bulmasini ya da caki, bicak gibi birseyle kendisinin acmayi denemesini soyler. Yakinda
bulunan bir marketten kucuk bir caki alir ve arabanin yanina gider. Ama bunun nasil kullanilacagini bilemez. Arabanin kapilarini zorlar, sallar ama bir sonuc yok... Basini
gokyuzune dogru cevirir, " Tanrim , lutfen kucuk kizima ulasmam icin bana yardim et" . Bu arada cakiyla kapiyi kurcalamaya devam eder. O sirada yoldan gecmekte olan
sakallari uzamis, ustu basi bakimsiz bir adam durup kadini izler ve " Hanimefendi, isterseniz yardimci olabilirim"der. Kadin caresiz teklifi kabul eder ve icinden dusunur,
"Tanrim gonderdigin yardim bu mu?" Kiliksiz adam birkac dakika icinde arabanin kilidini acmayi basarir.Kadin saskinlikla adama tesekkur eder, kizinin durumunu anlatir,
hemen yetisebilecegi icin minnettar oldugunu belirtir ve bir miktar para uzatip " Cok iyi bir insansiniz" diye tesekkur eder. Adam, " Hayir hanimefendi, maalesef iyi bir
insan degilim" der, "Hapishaneden yeni ciktim" ilave eder, "Araba hirsizligindan..." Kadin bir sure sessiz kalir, adam uzaklastiktan sonra tekrar yuzunu gokyuzune cevirir,
kendini tutamaz, aglayarak ;" Tanrim , bir profesyonel gonderdigin icin çok teşekkur ederim" der.
141 :) PAPAĞAN
İş adamı Temel Amerika'ya gider, işlerini bitirdikten sonra alışveriş merkezlerinde dolaşmaya başlar. Pet shoplardan birinde akıllı ve hazır cevap
bir papağan görür, papağanla biraz sohbet ettikten sonra yetkiliye gider ve papağanı satın almak istediğini söyler. Satıcı papağanın satılık olmadığını
söyler fakat Temel bir türlü vazgeçmez paraysa para illaki bunu bana satacaksınız diye israr eder. Satıcı bakmış kurtuluş yok Temel'e, bak bizde
papağanın dört tane yumurtası var bu yumurtaları sana verelim hem daha ucuz olur hemde dört tane birden papağanın olur demiş. Temel biraz
düşünüp kabul etmiş. Trabzona döner dönmez hemen yumurtaları kuluçkaya yatırmış. Bir süre sonra yumurtalar çatlamaya
başlamış. Birinciden civciv, ikinciden güvercin, üçüncüden muhabbet kuşu, dördüncüden ise ördek çıkmış.
Temel bu işe epey bozulmuş. Bir kaç ay sonra Temel yine Amerikaya gitmiş, işlerini bitirince doğru papağanın olduğu dükkana gitmiş. Papağan Temeli uzaktan
görür görmez başlamış kahkahalar ile gülmeye. Temel ne güleysun ula demiş. Papağan niye gülmiyeyim, New York'da herkes senin
enayiliğini konuşuyor deyince Temelde, oda birşeymi ulan Trabzonda herkes senin fahişeliğini konuşuyor demiş.
142 :) HATLAR KARIŞINCA
Adamin karisi gece yarisi dogum yapmisti. Sabah ilk is hastaneye telefon edip durumlari sormak oldu. - Alo orasi dogum servisi mi? - Evet efendim.
- Servis sefi ile gorusebilirmiyim? Tam o sirada hatlarda bir karisiklik olur ve musterisiyle konusan bir otomobil tamircisi hatta girer. Cazir cuzurt Parazit sesleri ve hat duzeliyor.
- Alo.... alo sesim geliyormu ? - Evet devam edin. - Sesim simdi daha iyi herhalde, sizinkide oyle. - Merak edilecek bir sey yok, burada hersey yolunda, onu iki gun icinde evinize yollariz.
- Demek her sey normal...? - Aslinda ne kadar zorluk cektigimizi bilemezsiniz. Her tarafini elden gecirdik. Ise yaramaz hale gelen yerlerini degistirdik. Iki gun sonra da yeniden
kullanmaya baslayabilirsiniz. - Nasil yeniden kullanabilirim anlamadim? - Hic merak etmeyin, sonuctan memnun kalacaksiniz. Giris deligini daralttik, cok fazla genislemisti.
Her halde cok zorluluyordunuz? - Fakat !!!! - Yooo hayir itiraz etmeyin, zorlandiginiz belli.. Sik sik yaglasaniz iyi olur. Bu arada cikis deligini de actik. Biraz tikanmisti da. - Cikis deligi mi ?....
- Hani gaz cikan deligi. O kadar iyi acildi ki simdi gaz cikarirken sesini dinlemek bir zevk. - Ne dediniz ? - Dedigim gibi hersey yolunda...Emin olmak icin dun aksam bizzat kendim denedim.
Hersey o kadar iyiydi ki zevkten mesut oldum. Bu sabah yedi kisi birden ciktik ustune bana misin demedi. Artik oyle hizli ki hic sormayin cok memnun kalacaksiniz.
143 :) FENERBAHCE ve TANRI
Hagi basarilar ile dolu bir yasamin ardindan gunahlari icin cehennemde cezasini cektikten sonra cennete gitmis. Cennette Tanri Hagi'ye etrafi gezdirmis
ve sonunda kucuk, sirin bahcesinde soluk renkte bir Galatasaray bayragi olan bir eve gelmisler Tanri Hagi'ye; "Bu ev senin, degerini bil. Burada oyle herkese ev vermeyiz" demis
Hagi evin merdivenlerinden ikinci kata cikarken biraz ileride devasa bir bahcenin ortasinda, altinlarla suslenmis mermerli bir yolu olan, cok satafatli, koskoca bir saray gormus.
Saraydaki balkonlarda ve bahcenin her yerinde de sari lacivert bayraklar ve Fenerbahçe armalari varmis. Hagi Tanri'ya: "Ben de cok basarili bir sporcu idim. Galatasarayda
kac sampiyonluk yasadim sakat sakat oynadim fedakarlik yaptim, hep basariliydim, milli takiminda vazgecilmeziydim, demis. Neden benim evim Rustu'nunku gibi degil?" demis.
Tanri da gulmus ve cevap vermis "O ev Rustu'nun degil, Rustu hala yasiyor. O ev benim"
144 :) KARA KUTU
Uc top model, Claudia, Cindy ve Naomi, Uzakdogu'da bir defileye katilmak uzere ucaga binmisler..Yol saatler surecek.. Ucak havalanir havalanmaz,
Cindy makyaj kutusunu acmis, basamis suslenmeye.. Otekiler bakmislar, bakmislar.. "Kiz sasirdin mi?..Ucakta seni kim gorecek?.. Bu asiri makyaj niye.. Yuzune yazik" diyecek
olmuslar. "Allah gostermesin"demis Cindy, "Simdi bu ucak duserse, kurtarma ekipleri gelir..Bakarlar burada dunya guzeli bir yuz.. Once beni kurtarirlar!.." Bes on dakika ucmuslar..
Claudia, buyuk bir dikkatle bluzunu cikarmis... Ardindan sutyenini.. Belden yukarisi anadan dogma."Usuttun galiba" demisler, otekiler.. "Ucakta boyle seyahat edilir mi?.." "Yoo"
demis Claudia.."Tersine aklim cok basimda..Simdi bir kaza olsa, dussek.. Kurtarma ekipleri gelse, en evvel bu harika memelere takilmaz, en evvel beni kurtarmazlar mi?.. "Biraz
daha ucmuslar..Bu defa Naomi, hafif dogrulmus yerinden.. Pantolonunu zarif bir hareketle cikarmis.. Ardindan kilodunu indirmis.. Cindy ile Claudia, dehset icinde bakmislar Naomi'ye...
"Sen cildirmis olmalisin?.. Bu ne rezalet" diye bagirmislar.. Naomi gulmus.. "Siz ikiniz de gerzeksiniz kizlar" demis.. "Bu ucak duserse gelecek ekiplerin ilk arayacaklari sey ne?.. Kara kutu!..
145 :) SARIŞIN İŞTE
Vantrolok eline geçirdigi kukla ile konusuyor ve aptal sarisin fikralari anlatiyormus. Gösterisi biraz ilerledikten sonra birden orta siralardan sarisin
bir kadin ayaga kalkmis ve yükses sesle: - Afedersiniz ! Bu çikis üzerine vantrilok ve kalabalik durmuslar ve sarisina bakmaya baslamislar, sarisin : - Görüyorum
ki sarisinlarin ne kadar aptal olduguna dair sakalar yapmaktasiniz. Peki söyler misiniz, bu kaniya nereden vardiniz ? Tek suçumuz saçimizin rengi mi yani ? Sizin bu
yaptigininz irkçilik olmuyor mu ? Kadinlarin birçogunun sarisin oldugu ülkelerdeki kadinlara hakaret etmis olmuyor musunuz ? Tanimadiginiz bu kadar kadina ettiginiz
hakaretler sizi rahatsiz etmiyor mu ? Söyler misiniz ?!! Bunun üzerine vantrilok çok mahçup ve üzgün bir yüz ifadesi ile : - Sey, ...
ben özür dilerim, ... sadece saka yapiyordum. Eger sizi ... Sarisin Vantrilok'un sözünü keser ve : - Ben sizle konusmuyorum bayim. O elinizdeki
küçük terbiyesiz adamla konusuyorum ! Siz onu savunmayin, o cevap versin
146 :) SURATSIZ
Roger agir sartlar altinda calisan bir iscidir. Bos zamanlarini hep bowling ve voleybol oynayarak gecirmektedir. Karisi bu duruma uzulur ve bir hafta sonu onu
striptiz kulubune goturmeye karar verir. O aksam beraberce kulube giderler. Kapidaki bodyguard, "Hey Roger! Seni gormek ne guzel!" der. Karisi sasirir, "Daha once buraya gelmismiydin
Roger?" Roger, "Hayir hayir o adami bowlingten taniyorum..." Iceri girerler ve bir masaya otururlar. Garson gelir, "Iyi aksamlar Roger! Herzamanki gibi Cin tonik degil mi?" Karisi,
"Roger bana bak sen buraya daha once geldin degil mi?" Hafif hafif ofkelenmeye baslayan karisini sakinlestirmek zordur. Roger, "Ne alakasi var! Voleyboldan tanirim onu bir iki tek
icmisligimiz var ordan yani..." Karisi pek tatmin olmamistir ama susar. Derken stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir, stritipzci, "Selam Roger! Yine ozel masa sovundan mi istersin?"
Roger boka batmistir... Karisi hisimla yerinden kalkar ve kulubu terk eder, Roger pesinden kosar, Kadin bir taksiye biner ve taksi kalkmadan Roger da yetisir, Karisi ofkeden patlayacak
gibidir... O sirada sofor arkaya doner ve soyle der, "Bu geceki cok suratsizmis Roger!"
147 :) KARLI İŞ
Adam arkadasinin latex-kauçuk ürünler yapan fabrikasini geziyordu... Bir ara bir otomatik makinanin basina geldi ve makinadan su
seslerin geldigini duydu ; - Pisssst ....PAT !.....pissst ..PAT !.....pissst....PAT !.......... Merak edip sordu bu makinanin ne yaptigini ve neden bu seslerin geldigini.. Arkadasi cevapladi :
- Bu makina biberon emzigi yapiyor...pisst sesi kaliba gelen latexin sisirilip emzik formu aldigini , pat seside ucuna açilan deligin sesini belirtir... Geziye devam edip baska
bir makinanin basina geldiler. Bu makinadan da benzeri sesler geliyordu ama siralamalari farkliydi ; - Pisssst...Pisssst...Pissssst....Pisssst ...PAT !..... Adam gene meraklanip sordu ;
- Peki bu ne makinasi ? - Bu bir preservatif makinasidir.. - Ama neden 4 Pisst tan sonra 1 PAT sesi geliyor... Arkadasi yanitladi ; - Her 4 preservatiften sonra 1 tanesinin ucunu
deliyoruz da ondan.. Adam saskinlikla ve biraz da kizarak sordu.. - Ama neden..? Bu yaptiginiz hiç hos degil.. Arkadasi cevap verdi.. - Öyle ama..o zaman da emzik
isi fazla para getirmiyor...!!
148 :) AMAN ÜŞÜMESİN
Adam iş gezisinden evine normalden 1 gun erken dönuyormuş.. havaalanindan taxiye binmiş, şofore demiş ki: "Bana bi iyilik yapar misin... ben iş
gezisindeydim ve adim gibi eminim ben yokken karim eve sevgilisini aldi.... şimdi eve gidelim ikisi kesin şu an sevişiyorlar.... sen de benle eve girip ben onlari basarken
şahitlik eder misin?" Taxi şoforu kabul etmiş...... eve gelmişler, yatak odasina cikmişlar... işiklari yakip battaniyeyi yataktan bir cekmişler ki,kadin hakikaten başka bir adamla yatakta.....
Adam hemen silahina davranmiş o sirada karisi bagirmiş: "YAPMA..!!! Bu adam bizim icin neler yapti bilsen... sana dogumgununde aldigim Corvette'in parasini kim odedi saniyosun?
ya yeni teknemizin parasini? senin saga sola borclarini nasil kapattik saniyosun ??? Hep onun sayesinde oldu !!" Adam taxi şoforune donmuş... "sen olsan şimdi ne yaparsin.. ?"
Taxi şoforu.. "valla beyefendi.." demiş.. "ben olsam bir an once adamin ustunu orterdim malum havalar sogudu bi suru salgin hastalik kol geziyo ortalikta !!!..."
149 :) YANGIN
Adamin birinin evinde yangin çikmis. Komsulari yardima kosmayip olayi seyretmeye baslayinca is basa düsmüs.. Ilk önce
oglunu yanginin içerisinden çikarip disarda beklemesini söylemis.. Dalmis tekrar duman ve atesin içerisine, kizini çikartmis disariya..
Sonra karisini, sonra köpegi ve kedisini.. Daha sonra disari hiçbir sey getirmeden 3 kere daha içeri girmis çikmis.. Onu seyreden komsularindan
biri sormus "Niçin yanan eve girip çikiyorsun disari hiç bir sey getirmiyorsun?" diye.. "Kayinvalidem içeride!" demis adam "Arada bir girip çeviriyorum..!"
150 :) BOZUK Temel Uzak Dogu'ya gider. 250 $ verip
bakinca insanlari çiplak gösteren gözlüklerden alir. Takar bakar çiplak, çikarir bakar giyinik. Çok hosuna gider. Ikide bir takip, çikarir.
Eve gözünde gözlük gider, bakar Fadime'yle sütçü çiplak. Gözlügü çikarir bakar çiplak, Takar bakar
çiplak. Müthis canı sıkılır ve Fadime'ye der ki: - Ula Fadime 250 $ verdim, hemen bozuldu..!!!!
151 :) HABİB BABA
Doğu Anadolu'dan, Habib Baba isimli bir şahıs, 4.Murad devrinde, gemiyle Hacca gitmek için İstanbul'a gelmiş. Fakat ne yazık ki, Hacca giden
gemiye yetişememiş. "Bunda da vardır bir hayır" demiş içinden... Aylarca yol aldığından toza toprağa batmış, yaralar içinde kalmış, uyuz olmuş. Memleketine dönmeden
önce güzelce bir yıkanıp temizlenmek amacıyla bir hamama gelmiş. Yıkanmak istediğini söylediği hamamcıdan red cevabını alınca sebebini sormuş. - Büyük
Sultan Murad Han'ın vezirleri vardır hamamda. Kimseyi almamam için emir verdiler, diye cevaplamış hamamcı. Yıkanmadan bu uyuz illetinden kurtulamayacağını bilen
Habib Baba, adeta yalvarmış hamamcıya : - İzin ver evladım, bir köşede yıkanıvereyim. Kimseler farketmez beni. Hamamcı, yaşlı adamın ısrarlarına dayanamamış, vezirlere
görünmeden yıkanması için sıkı sıkı tembihte bulunduktan sonra içeriye almış. Biraz sonra, hamama, tebdil-i kıyafet, Sultan 4.Murad Han'da gelmiş,
yıkanmak istediğini söylemiş. Hamamcı aynı şekilde, tanıyamadığı bu gence de durumu anlatmış, içeri alamayacağını söylemiş. Sultan'ın ısrarları hamamcıyı bir
kez daha yumuşatmış, O'nu da sıkı sıkı tembihledikten sonra, Habib Baba'nın yanına göndermiş. Başlamışlar beraberce yıkanmaya. Birbirlerine su döküyor,
sırayla sırtlarını keseliyorlarmış. Bir ara 4.Murad ihtiyarın düşüncelerini öğrenmek amacıyla sormuş: - Sen de istemez miydin baba şöyle vezir olmayı?
Baksana koskoca hamamı kapatmış, gönüllerince yıkanıyorlar. Biz ise şu daracık alanda debeleşip dururuz. - A be evladım, demiş Habib Baba. Böyle vezir
olacaksında ne olacak? Şu dünyada öyle bir Sultana vezir olacaksın ki, vezirlerinin bile karşısında tir tir titrediği Sultana, senin uyuzlu sırtını keseletsin...
152 :) UZAYDA SEKS
Nihayet Mars'a insanli ilk uzay ucusu gerceklesir ve uzay araci gezegenin yüzeyine yumusak inis yapar. Görevli astronot disari cikar ve
atmosfer yapisini kontrol eder. Aa, Mars'ta da soluk almaya elverisli bir atmosfer vardir. Uzay elbisesini ve basligini cikarir.. Ormanlarla cevrili yemyesil bir vadidir burasi...
Bir muddet yurudukten sonra, cayirin ortasinda beyaz citlerle cevrilmis cok sirin bir ev görür. Ön kapiya yonelir ve kapinin acik oldugunu farkedince iceri
süzülür. Kulak kabartinca, mutfak tarafindan sesler geldigini farkeder, seslerin geldigi tarafa dogru ilerler. Su ise bak! Astranotun daha once hic gormedigi
guzellikte sarisin bir kadin ocagin basinda durmus elindeki kepceyle bir kazani karistirmaktadir. Kadin kepceyle karistirdikca kazandan fokurtular ve buharlar yukselmektedir.
Durumu bir muddet seyreden astronot nihayet konusmaya baslar: "Merhaba Marsli... Ben dunyadan geliyorum.. Sen ne yapiyorsun burada boyle?" Kadin ona dogru doner ve
gulumser: "Merhaba dunyali.. Mars'a hosgeldin.. Gordugun gibi ben burada bebek yapiyorum.. "Ne? bebek mi yapiyorsun ? Nasil yani?" "Bak gor.." der kadin ve kazani karistirmaya
devam eder... Nihayet fokurtular iyice yukselince kadin kepceyi kazana son bir kez daldirir ve kazanin icinden bir bebek cikarir.. Anlasilan Marslilar bu sekilde bebek yapmaktadirlar.
"Cok sasirtici..ama biz dunyada bebekleri boyle yapmayiz...." der astronot. Kadin "Oyle mi? " Peki dunyada bebekler nasil yapiliyor?" diye sorunca astranotun gozleri parlar: "Gel yatak
odasina gidelim ,sana dunyada nasil yapildigini gostereyim.. " Yarim saatlik muthis bir deneyimden sonra astranot arkasina yaslanip sigarasini yakinca Marsli kadin saskin bakislarla
sorar: "Eee, hani bebek nerde? "Ohooo.. bebegin gelmesi dokuz ay alir...." der astronot... "Eee, kasigi niye cikardin o zaman? Karistirmaya devam etsene.."
153 :) YANLIŞ NUMARA
"Alo efendim" "Pardon galiba yanlis numarayi çevirdim" "Dikkat etsene geri zekali " "Geri zekali sensin, üstüne birde bit beyinlisin"
"Ne sen kiminle konustugunu biliyormusun???" "Hayir" "Ben istanbul emniyet müdürüyüm" (biraz sesizlikten sonra) "Sen kiminle konustugunu
biliyormusun" "Hayir" "Ohhh çok sükür"
154 :) KİMSE GELMEZ
Temel ölmüş, cehenneme gitmiş, sille tokat karşılamışlar. - Poyle yaparsanuz sonra Hiç cimse çelmez, demiş.
155 :) TRAŞ
Temel Fadime'ye - Sabah tras olunca on yas gençleşeyrum, daa. Faidme Temel'e - Ula Temel, öyleyse akşamları da traş ol.
156 :) KASKET
Temel başındaki kasketi gösterip, - Bu kasket penu on yas gençlestirdu, demiş. - Kaç yaşindasun, diye sormuş Cemal. Temel,
- Kasketli mu, kasketsiz mu, diye yanıtlamış.
157 :)GÜVENCE
Temel'in on ikinci oğlunu askere çağırmışlar, ondan önceki on bir tanesi askerde olduğu için Temel itiraz etmiş, - Söyleyin
padişahınıza penum şeyime güvenip sağa sola savaş açmasun.
158 :) KİBRİT
Temel yolda yürürken bir kutu kibrit bulmuş. Bakmış içinde tam dört tane kibrit var. İlk üç kibrit yanmamış.
Dördüncüsü yanmış. Hah bu iyi deyip, kibriti saklamış.
159 :) NE GÖRÜYORSUN?
Karadenizli Temel ile Adanali Birol birlikte tatile çikarlar. Fethiye'de, Kelebekler Vadisi'nde kamp kurarlar. Geçen yil kavga ettikleri
hippiler de orada olduklari icin biraz keyifleri kaçar ama pek umursamazlar. Tatillerinin ikinci gününün aksami güzel bir yemek yiyip bir sise
de sarabi devirdikten sonra uykuya dalarlar. Birkac saat sonra Birol uyanir ve Temel'i de dürtükleyip uyandirir. Temel uyku sersemidir; - "Ne oldu? Ne istisun?"
- "Temelcigim. Yukariya bak ve bana ne gördügünü söyle." Temel gökyüzüne bakar ve cevap verir: - "Ha punun içun
mu uyandirdun benu?. Paktum iste. Milyonlarca yilduz görirum...Isil isil parliyan milyonlarca yilduz..." Birol tekrar sorar: - "Peki, bu sana neyi gösteriyor?" Artik
iyice uykusu kacan Temel biraz düsünür ve feylezofca cevap verir: - "Teolojik olarak Tanrunun kudretinu ve kendu acizligimuzu corirum. Felsefi olarak,
evrenun sonsuzlugunu ve onun karsisindaki onemsizligimuzu corirum. Astironomik olarak galaksilerun, yilduzlarun, gezegenlerun varligini corirum. Meteorolojik olarak
pucün havanun cok guzel olacaginu corirum. Yilduzlarun konumuna bakarak da gecenun köru ve saatin 3 oldugunu, penu lüzumsuz yere uyandirdugunu
coruyorum... niye sordun punu pana? Ha sana neyi costerur?" Birol cevaplar: - "Ulan hiyar, cadirimizi calmislar..."
160 :) İSKOÇ TİYATROSU
Iki iskocyalı kasabada bir tiyatro acmislar, fakat iskoclar malum cok cimri, kimse para vermek istemediginden her gun sifir cekiyorlarmis. Bakmislar
olacak gibi degil, dusunmusler ne yapalim ne edelim diye. En sonunda birinin aklina bir fikir gelmis.Ertesi gun her tarafa ilanlar asiliyor. "Cumartesi gunu tiyatromuza giris
bedavadir." Kasaba halki bedavayi bulmus kacirir mi. Cumartesi gununu. Tiyatro ful cekmis, bizimkiler mukemmel bir oyun sergiliyorlar. Herkes ayakta alkisliyor. Oyun bittikten
sonra kasaba halki cikisa dogru yonelmis ama ne gorsunler ? Kapilar kilitli ve su yazi yaziyor : "Cikis 10 sterlin"
161 :) KARLI OYUN
New York'tan Los Angeles'e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın aptal görünüşlü bir hanım yanyana
oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor: - Size bir
soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz,sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim. Ve ilk soruyu soruyor: - Ay ile dünya
arasındaki uzaklık ne kadardır? Kadın tek söz soylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış. Soru sorma sırasi sarışına gelmiş: - Tepeye 3
ayakla tırmanıp 4 ayakla aşağı inen sey nedir? Adam dakikalarca düşünmüş... Yanıtı bulamamış... Cüzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış.
Kadin parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş: -Cevap ne? -Kadın tek kelime etmeden çantasını acmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış....
162 :) SENİN İÇİN
Becky ve Sam 50'nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı. Sam birden soruverdi: "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç
aldattın mı?.." "O da nereden çıktı?" diye sinirlendi Becky.. "Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde ?.." "İsterim" dedi Sam.. "Lütfen anlat, ne olur?.."
"Madem öyle" dedi Becky, "Üç kez aldattım seni.." "Üç kez öyle mi?.. Kimlerdi onlar?.." "İlki" diye anlatmaya başladı Becky,
"Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi,
hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin." "Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha.. Benim
sevgili karım!.. Peki ikincisi.." "Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin.. Çok kritik bir bye-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da,
hiçbir doktor sana el süremiyordu.. Her an ölebilirdin. O sırada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü.."
"Ah benim sevgili karım.. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?.. Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz.
Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?.." "Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri
Odası Başkanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?.."
163 :) SON SÖZ
Olum yatagindaki kadin kocasina sormus: Bana soz ver ben oldukten sonra elbiselerimi evlenecegin kadina giydirmeyeceksin... Adam da demis:
Sacmalama birincisi sen haftaya kalmaz iyilesirsin, ikincisi onun boyu seninkinden ufak elbiselerin ona olmaz...
164 :) BAKIŞ
Temel otobüse binmiş. Sormuşlar, - Ne yaptın, pilet aldın mi? - Piletci sankim pilet almamuşum gibi paga manali manali paktu.
- Peki sen ne yaptın? - Pen de sankim pilet almişum gibi ona manali manali paktum.
165 :) SEMPATİK
Temel Cemal'e anlatıyormuş: - Bi herif bana çok sempatiksiniz dedi. - O ne demektir? - Pek de pilmeyrum ama, her ihtimale karsi
furdum oni.
166 :) DUYMASIN
Cemal ile Temel askerde beraber nöbet tutarlarken, komutanları bir bakmış Cemalin elinde bir mektup, okuyor. - N'apıyorsunuz, demiş.
Temel: - Sevculumden mektup celdi. Okuma yazma pilmem, Cemal okuyo pağa. - Peki Cemal'in kulaklarındaki pamuk ne? Temel: - Mektubu tuymasin diye....
167 :) GÖREV
Cemal çok kumarbazmış, bir gün kahvede ölmüş. Karısına anlatacaklar. Temel bu görevi üstlenmiş. - Cemal kayıp,
demiş Cemal'in karısına - Cehennemin tipine citsun, demi? Cemalcin karısı. Temel gayet sakin: - Cittu, demiş.
168 :) FARK
Temel'e sormuşlar, - Evli kadın ile dul kadın arasında ne fark vardur? - Tul kadın kocasının nerede olduğuni piliy, evli kadın pilmiy.
169 :) HASAN
İri yarı bir adam kahveye girmiş. - Hasan cimdur? - Penum, demiş adamın biri. Adam bu adamı bir güzel pataklamiş ve yüzünü
gözünü kan içinde bırakmış. Sonrada çekip gitmiş. Adam gittikten sonra dayak yiyen adam başlamış gülmeye. Kahvedekiler şaşırmış
ve hemen sormuşlar: - Ya o kadar dayak yedin, yüzün gözün kan içinde. Ne diye durmuş gülüyorsun simdi. - Penum adim Hasan
teğul Temel, nasıl kandurdum o enayi adamı ama....
170 :) MAZERET
Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri
olursa affedilecekler. Kırk kişiden otuz dokuzu da geç kalmış, hep ayni mazeret: - Atla istasyona celeydum. At catladi, tren kaçtı, geç kaldum. Derken
kırkıncı da tamamlanmış, Temel'e sıra gelmiş. - Senin de mi atin çatladı, diye sormuşlar. - Hayır, demiş. Yoldaki otuz dokuz at leşini geçemedum.
171 :) AŞK ELBİSESİ Buyukannesi torununu
ziyarete gitmis. Kapiyi çaldiginda torunu genç kiz kapiyi çirilçiplak açmis. Büyakanne bunu görünce dehsetle kizim bu
ne kilik kapiya böyle çikilirmi deyince genç kiz büyükkanne ben çiplak degilimki üzerimde ask elbisesi var der. Daha sonra
büyükkanne evine gider ve aksam büyükbaba eve gelip kapiyi çalar ne görsün karisi karsisinda çirilçiplak hanim
der bu ne kilik böyle, büyükkanne çiplak degilim üzerimde ask elbisesi var der. Buyukbaba iyi ama bundan sonra utulemeyi unutma der.
172 :) 80'LIK OLUNCA
Adam 80 yasina gelmis olan babasini huzurevine birakir. Bir hafta sonra da gidip ziyaret eder. Halini, hatirini sorar: "Nasilsin, baba? Iyi bakiyorlar
mi sana burada? Bir seye ihtiyacin var mi?" "Oglum, bu huzurevi cok guzel. Bana burada cok iyi bakiyorlar, her aksam yatmadan once bir bardak sutlu kakao bir de viagra
veriyorlar. Allah razi olsun, cok memnunum, hic bir seye ihtiyacim yok." der babasi. Ziyaret sonunda adam hemen hemsireyi bulur. "Hemsire hanim" der, "Babam birseyler
anlatiyor. Yatarken bir bardak sutlu kakao bir de viagra veriyormussunuz, dogru mu?" "Dogru" der hemsire. "Doktor beyin talimati.Sutlu kakao cabucak uyutuyor, viagra
da yuvarlanip yataktan dusmesine engel oluyor"
173 :) TRAFİK
Temel ile Fadime birgün arabayla dolaşıyorlarmış az sonra bunları polis durdurmuş ve yanlarına bir kamera ve bir muhabirle gelmişler.
Muhabir : "Sizi tebrik ederiz beyfendi! kaç saattir burdayız emniyet kemeri takılı olarak araba kullanan tek sürücü sizsiniz ödül olarak
kanalımız size 500 milyon veriyor! Eee ne yapacaksınız bu parayla ?" Temel cevap verir : "Ilk fırsatta bir ehliyet alıcam!" Fadime telaşlanır durumu düzeltmek
için "Kusura bakmayın alkollüyken ne dediğini bilmez!" Arka koltukta oturan idris atılır "Ben dedim size çalıntı arabayla yola çıkmayalım
diye yakalandık işte!" Bu arada bagajdan bir ses gelir "Ula hala geçmedik mi şu sınırı???!!"..
174 :) AGLAMA DUVARI
Kudus' e atanan bir Amerikali gazeteci, Aglama Duvari'nin onunden gelip gecerken, bir musevinin her gun duvarin onunde diz cokup dua
ettigini farketmis. Haftalarca ayni manzarayi gorunce dayanamamis ve sonunda adamla bir roportaj yapmaya karar vermis. Adamdan izin aldiktan sonra teybini acmis
ve konusmaya baslamis: - "Isminiz?" - "David. Polonya yahudisiyim. 65 yasindayim.Smalla'da bir manav dukkanim var. Evliyim. Iki cocugum TelAviv'de bir cicek serasinda
calisiyorlar..." - "Sizi her gun burada, Aglama Duvari'nda, dua ederken goruyorum." - "Evet, her sabah dukkanimi acmadan once buraya gelir, dunya barisi ve uluslarin
kardesligi icin dua ederim... Ogle tatilinde yine gelir; bu kez yeryuzundeki acilarin ortadan kalkmasi ve butun insanlarin refaha kavusmasi icin dilekte bulunurum...
Aksam da eve donmeden once yine ugrar; bu kez iyi ve durust insanlarin esenligi icin dua ederim... Cumartesi gunlerimin tamamini da burada geciririm, ayni seyler
icin dua ederek..." - " Cok guzel.... Ne kadardir suruyor bu?" - " Israil kurulup da buraya goc ettigimden bu yana... Yani 40 yildan fazla oldu..." Gazeteci etkilenmistir.
Duygulu bir ses tonuyla sorar: - " 40 yildir burada dua ediyorsunuz... Bunca yil sonra nasil bir duygu var icinizde? Nasil hissediyorsunuz?..." Yasli musevi; umitsiz,
bikkin ve uzgun bir ifadeyle duvara bakar ve kirgin bir ifadeyle cevap verir: - " Bilmiyorum. Sanki, duvara konusuyormusum gibi bir duygu var icimde..."
175 :) ÖNLEM
Temel akciger kanseri olmus Doktorlar iki aydan daha fazla yasaman mucize olur demisler ve umitsiz oldugu icin tedaviye de son vermisler.
Olecegini anlayan Temel , butun esiyle dostuyla helallesmeye karar vermis. Fakat bizim Temel gordugu herkese kendisinin AIDS hastaligina yakalandigini ve iki ay icinde
olecegini anlatiyor ve helal etmerini istiyomus haklarini. Tabii bunu duyanlar Temel'e helallik veriyorlarmis ama bir yandan da elini bile son bir defa sikip, kucaklasmaktan
kaciniyorlarmis. Temel'in en iyi arkadasi Dursun Temel'in bu yaptigini duyunca sormus - Yaw Temel, anladik sen Kanser oldun olecen, neden millete AIDS oldum diyon,
bak herkesi bir korku sardi demis. Temel; - Yaw Tursun, oyle de oleceeezzz boyle de olecez, bari kariyi saglama alalim dedim.
176 :) GİYSİ ÖNEMLİ DEĞİL
Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler.. Adam korku içinde,
mali danışmanına gitmiş.. Sormuş: - Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?. Mali danışman
öğüt vermiş: - En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler.. Adam güvenemeyip, bir de
avukatına danışmış.. Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş: - En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü
ver ki, az ceza kessinler vergiciler.. Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir
hikaye anlatmış.. Şöyle demiş: - Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini
tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler.. Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından
öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar: - Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim
aramda ne gibi bir ortak yan var ki? Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder: - Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..
177 :) SARHOŞ
Sarhosun biri üst bas daginik bir halde karakola gelir, araba anahtarini göstererek komisere söyle der: - Komiserim su elimde
gördügünüz anahtar var ya, onun üstünde az önce benim arabam vardi, simdi yok. Arabami çalmislar... Komiser sarhosa
söyle bir bakar, - Sen önce kendine bir çeki düzen ver bakiyim su haline bak. Devletin komiseri önünde böyle fermuari açik
durmaya utanmiyor musun? Sarhos pantolonunun önünde açik fermuara bakar, bakar ve söyle der: - Aha, kariyi da çalmislar...
178 :) HANGİ OTEL Isvicre Çin e
savas ilan etmis. Bir sekilde Çine kadar gelmisler. Haber Çin basbakanina gec ulasmis. - Basbakanim Isvicreliler saldirdi Pekine girdiler - Isvicre de ne?
- Avrupada bir ülke - Kac kisi bunlar? - 5 milyon - Hangi otelde kaliyorlar?
179 :) KİMMİŞ
'Çok acayip bir şey oldu,' diye adam arkadaşına anlatır: 'Dün gece kapıyı çaldım, karanlıkta açanı hizmetçi
kız zannedip öptüm.. Meğer karım değil miymiş?' 'Eee, ne olmuş yani?' der beriki. 'Daha ne olsun be adam? Karımı öperken karım, dikkat et sevgilim,
kocam aniden gelebilir, diye fısıldamaz mı?'
180 :) YANLIŞ EV
Hizmetçi: Aloo? Adam: Kızım benim, hanımı çağırıver sen bana H: Bir dakika efendim H: Alo A: Ne oldu kızım, hanım nerede? H:
Ay beyfendi nasıl söylesem, hanımefendi yatak odasında biriyle beraber. A: Ne, bir adamla mı? H: Maalesef, beyfendi. A: Ne?!, hem de benim evimde ha! Bana bak
kızım, git benim çalışma odama, aç masamın çekmecesini ordaki tabancayı al, ikisini öldür, emrediyorum sana! H: Beyfendi, ben nasıl yaparım
öyle şeyi? A: Yaparsın, bak telefonda bekliyorum, yürü haydi İki el silah sesi duyulur.. H: Alo, beyfendi A: Ne yaptın kızım? H: Söylediğiniz gibi silahı aldım,
ikisini de öldürdüm efendim. Sonra da silahı havuza attım. A: Ne havuzu? H: Bahçedeki yüzme havuzuna beyfendi, nereye olacak? A: Ulan bizim
villada yüzme havuzu yok ki, orası neresi Alooo?
181 :) ESEGİN MAKBUZU
Nuhun gemisinde, tufan cok surmus ve gemideki hayvanların sayısı artmaya baslamis. Bunun uzerine nuh butun erkeklerin seyini makbuz
karsiligi toplamis,daha sonra tekrar verecem demis Daha sonra disi maymun erkek maymunla dalga gecmeye baslamis. Surekli hadi gel seviselim diyormus 1 gun 2 gun
surekli boyle, ve buna erkek maymun cok bozuluyormus yine bir gun disi maymun hadi gel seviselim demis Bunun uzerine Erkek Maymun Nuh seylerimizi verince ben
sana soracagim demis Disi maymunda niye diye sormus, erkek maymunda cebinden bir makbuz cikarip, "bak demis Esegin Makbuzunu caldim"
182 :) DEDE
Cocuk dedesini balkonda belden ağası cıplak oturururken gorur. -Dede kafayimi yedin ne bu hal? -........ -Dede sana soruyorum manyakmisin?
Rezil olduk. Dede, sabit ve uzakta birnoktaya bakarak ; -Dün üstüm çiplak oturuyordum ve boynum kaskati oldu. Bu da annanenin fikriydi......
183 :) POLITIKA NEDİR?
Çocuk Bir gün babasina sorar. - Baba POLITIKA nedir? - Yavrum der, anlatacaklarimi iyi dinle, sonra söyledigim kelimeleri
ezberle der. Simdi ben para kazandigim için KAPITALIZMIM, Annen harcamalari yapip evi idare ettigi için HÜKÜMET. Dadi ev islerini yaptigi
için ISÇI. Sen HALK. Kardesin VATANDAS der. Yarin sabah açiklayacagini söyler. Gece çocuk tuvalete kalkar ve kardesinin agladigini
duyar. Dadisinin odasina gider görür ki babasi dadisiyla yataktadir. Annesine seslenir horul horul uyumaktadir duymaz. Sabah kahvaltida sorar,oglum aksam
anlattiklarimi hatirliyormusun? der. Babacigim ben politikanin ne demek oldugunu anladim der. KAPITALIZM, ISÇIYI götürüyor. HÜKÜMET
uyuyor. HALKI duyan yok . VATANDASI bok götürüyor."
184 :) MASAL
adam kitapevine girer ve tezgahtara sorar: - afedersiniz sizde" kadınlara karşı zafer kazanan erkekler" isimli roman var mı? tezgahtar eliyle
az ilerisini işaret eder: - var efendim az ilerde masal kitapları reyonunda bulabilirsiniz
185 :) ANLAŞMA
Afrikadaki bir kabileye beyaz bir doktor atanmış doktor geldikten sonra doğan tüm çocuklar beyaz olmaya başlamış, kabiledeki
erkekler ayaklanmışlar,kabile şefi herkesi yatıştırmış ama kendi çocuğuda beyaz olunca doktorun yanına çıkmış: - Burda ki tüm çocuklar
beyaz doğuyor nasıl oluyor bu iş ? - Bak şu karşıdaki beyaz atı görüyor musun, at beyaz ama tay siyah - Doktor ben çocuğu unuttum sende atı unut!
186 :) DOKTOR
Hasta dahiliye uzmanına gider doktor hastayı soyar ve sadece dinleme anletiyle dinleyerek - Nefes al bırak nefes al bırak diyerek
muayeneyi tamamlar. Hasta parayı çıkarır doktora uzarır - Kokla-bırak, kokla-bırak..
187 :) SOBA
Fizikçi, matematikçi, kimyaci, jeolog, antropologdan olusan bir heyet bir arastirma için arazide bulunmaktadir.
Birden yagmur bastirir. Hemen yakindaki bir arazi evine siginirlar. Ev sahibi bunlara bir sey ikram etmek için biraz ayrilir. Hepsinin dikkati soba üzerinde
toplanir. Soba yerden 1 m kadar yukarda, altindaki dizili taslarin üzerindedir. Sobanin niçin böyle kurulmus olabilecegine dair bir tartisma baslar.
Kimyaci, "adam sobayi yükselterek aktivasyon enerjisini düsürmüs,böylece daha kolay yakmayi amaçlamis." Fizikçi, "
adam sobayi yükselterek konveksiyon yoluyla odanin daha kisa sürede isinmasini saglamak istemis." Jeolog, "burasi tektonik hareketlilik bölgesi
oldugundan herhangi bir deprem aninda sobanin taslarin üzerine yikilmasini saglayarak yangin olasiligini azaltmayi amaçlamis." Matematikçi,
"sobayi odanin geometrik merkezine kurmus, böylece de odanin düzgün bir sekilde isinmasini saglamis." Antropolog, "adam ilkel topluluklarda
görülen atese tapmanin daha hafif biçimi olan atese saygi nedeniyle sobayi yukariya kurmus." Bu sirada ev sahibi içeri girer ve ona sobanin
yukarda olmasinin nedenini sorarlar. Adam cevap verir: "Boru yetmedi.
188 :) HAVUZ
Yeni evli cift balayi icin bir otele gitmis. Ilk gece butun pozisyonlari denemisler. Ertesi gece kadin: - Tum pozisyonlari denedik degisik
bir sey yapalim bu sefer demis Erkek biraz dusundukten sonra: - Buldum! Sen pencerenin onune git ,ben de kapinin onune, birbirimize dogru kosup birleselim
demis. Kadin kabul etmis,yerlerini almislar. Erkek: - uce kadar sayiyorum, ucte kosmaya basla demis. - Biiirr, ikiiii ve uucccccc!!!!!!!! Velhasil erkek hizalayamamis
ve otelin 2.kat penceresinden havuza dusmus. Havuzdan cikacak ama cirilciplak oldugu icin utaniyor. Bakmis havuz kenarindaki barin barmeni hala is basinda
hemen seslenmis: - Arkadas ! Ordan bana bir masa ortusu uzatir misin? - Niye? diye sormus barmen - Pencereden dustum de...uzerinde hic bir sey yok, cikamiyorum
havuzdan. - cikin cikin, hic kimse sizi farketmez. - Nasil yani? - Oteldeki herkes 2.katta kapi koluna giren kadini kurtarmakla ugrasiyor.
189 :) GÖRECELİ
Bir adam, tanrının doğasını anlamak istiyormuş ve ona sormuş; "Tanrım, bir milyon yıl senin için ne kadar bir süredir?" Tanrı
söyle cevaplamış; "Bir milyon yıl, benim için 1 dakika kadardır." Adam sormaya devam etmiş; "Peki tanrım, bir milyon dolar senin için ne kadardır?"
Tanrı cevaplamış; "Bir milyon dolar benim için bir pennydir" Adam dayanamamış; "Tanrım bana bir penny verir misin? " demiş. Tanrıdan söyle bir cevap gelmiş;
"Bir dakika. "
190 :) DAHI LAZ
Dünya Genetik Projeler Yarismasi yapiliyormus. Tüm ülkelerden genetik profesörleri yarismaya çalismalari ile
katilmis. Ilk Fransiz profesörün çalismasinin basina gelmisler. Jüri baskani çalismasinin ne oldugunu sormus. Fransiz profesör
baslamis anlatmaya: -"Ben inek genleri ile tavuk genlerini birlestirdim, Ortaya çikan mahlukatin eti kirmizi et kadar lezzetli, beyaz et kadar saglikli oldu" demis..
Ardindan diger çalismalari ülke ülke gezmeye baslamislar. Sira gelmis Türkiye'den bizim Laz profesöre, Jüri baskani: -"Sizin
çalismaniz nedir?" diye sormus. Laz profesör anlatmis: -"Ben demis, karpuz genleri ile hamamböcegi genlerini birlestirdim!" Birden tüm
jüri üyelerinden bir kahkaha kopmus ve baskan Laz profesöre: -"Bu çalisma ne ise yarar?" diye sormus. Laz profesör: -"Acayip ise
yariyor, karpuzu kesiyosun, çekirdekleri kaçisiyoo"
191 :) YASSI TAVUK
Karadeniz'i gezen bir adam yolda aniden önüne çıkan tavuğu ezmiş. Hayvanı ezdiği için üzüntü
duymuş ve gidip sahibine en azından parasını vermek istemiş. Almış tavuğu ve hemen oradaki köye gitmiş. Elindeki tavukla kahveden içeri girmiş ve :
- Afedersiniz; ben hemen köy dışında bu tavuğu ezdim. Sahibini arıyorum, en azından parasını vereyim diye. Acaba bu tavuğun sahibi kim ? Bunun üzerine
hep beraber tavuğa bakan Lazlar : - Hemşerim sen yanlış geldin. Bizim köyde böyle yassı tavuk bulunmaz.
192 :) :) PİPO
Lazlar kahvede otururken bir arkadaşları içeri girmiş : - Temel, ineklerinden pipo içen var mı ? - Yok - O zaman ahırın yanıyor
193 :) :) DÜŞÜŞ
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48...
Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1'inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş: -
Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz.
194 :) :) SAHİPSİZ
Yargıç, otomobil çalmak suçundan sanık olarak karşısına getirilen Temel'esordu: - Otomobil çalmışsın, bunu neden yaptın
söyler misin? - Sahibi yok sanmiştum... - Peki, sahibi olmadığı kanısına nereden vardın? - Mezarluğun önine parketmiştu da...
195 :) :) TÜRK'ÜN DOLAR AŞKI
Türk'e sormuslar: - Yarin dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar tasacak, dünya nüfusunun yarisi o anda ölecek.
Havaya yükselen tozlar dünyayi karanliga gömecek. Buzul çagi baslayacak. Kalanlar da bu çagda ortadan kalkacaklar. Insanligin
sonu gelecek. Böyle bir felaketi önceden haber alsan ne yaparsin??? Türk hiç düsünmeden yanitlamis: - Bütün
paramla dolar alirim!!!!
196 :) :) SOSİS
Çocuguna babasi güzel bir is kurmak için paçalari sivamis. Ancak oglan salak oldugu için hiç bir isi beceremiyormus.
Babasi ona ne is bulduysa hepsini elini yüzüne bulastirmis berbat etmis. En sonunda babasi komple bir sosis fabrikasi kurdurmus. Çocugunu
elinden tutup, bari isi ogrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinasinin basina götürmüs. - "Bak oglum" demis. "Burdan böyle
öküzü yolluyosun... aha diger taraftan sosis olarak çikiyor, bu kadar basit anladin mi?". Çocuk dinlemeden basini sallamis,
sallamis ta... sonra babasinin yüzüne salak salak bakmis ve; - "peki buba, burdan sosisi goysak,oteki taraftan öküz olarak çukar mu ?"
diye merakla sormus. Babasu hemen cevaplamis: - "Maalesef evladim, o teknoloji bir tek senin ananda var..."
197 :) :) SAMANTHA
Adam New York'ta luks bir randevu evinin kapisini calar. - Merhaba, Samantha ile gorusmek istiyorum. - Bir dakika efendim. Adami iceri alirlar. Bir sure
sonra cok guzel bir kadin merdivenlerden iner. - Beni aramissiniz. -Evet. Geceyi seninle gecirmek istiyorum. -Tamam ama benim tarifem biraz pahalidir. Geceligi bin dolar. -Parasi
onemli degil. Geceyi seninle gecirmek istiyorum. Beraberce yukari cikarlar. Geceyi birlikte gecirirler. Ertesi gun adam yine randevuevine gelir. - Samantha ile gorusmek
istiyorum. - Beyefendi baska kizlarimiz da var. - Umurumda degil, Samantha ile gorusecegim. Samantha gelir. - Yine mi sen! - Evet. Geceyi seninle gecirmek istiyorum.
- Yalniz fiyatimi hatirliyorsun degil mi? Bin dolar. - Hic onemli degil. Ben geceyi seninle gecirecegim. Birlikte yukari cikarlar, o geceyi de beraber gecirirler.
Ertesi gun, ayni adam, ayni randevuevi. - Merhaba, Samantha ile gorusmek istiyorum. Samantha asagi iner. - Tanrim, yine mi! Bak, devamli musterilere indirim
falan yapmiyorum. Fiyatim ayni, bin dolar. - Onemli degil. Geceyi seninle gecirmek istiyorum. Yine yukari cikarlar. Islerini bitirdikten sonra. - Benden bu kadar
hoslanman cok guzel ama anlayamiyorum. Uc gece ustuste bana bin dolar odedin. Nerelisin sen? - Istanbul. - Istanbul mu? Benim kizkardesim de Istanbul da
yasiyor. -Biliyorum, sana getirmem icin bana ucbin dolar verdi..
198 :) :) AKILLI KÖPEK
Buyukce bir kopek agzinda bir torbayla kasap dukkanina girer. Agzindaki torbayi yere birakir, kasabin karsisina oturup bekler. "Bu da nesi" der
kasap diger musterilerine bakarak. "Herhalde et alacak" der birisi. Kopek de tasdik eder : " hav" "Nasil et istiyorsun bakalim, kiyma, kusbasi, biftek?" "Hav" diye keser
kopek kasabin sozunu. "Peki ne kadar?, bir kilo, iki kilo?" Tekrar "hav" sesi duyulur. Sasisan kasap siparisi sarar ve torbaya yerlestirirken, etin parasinin da torbada
oldugunu gorur. Kopek dukkani terk ederken kasap meraktan catlayacagina kopegi takibe karar verir, dukkani da yardimcisina emanet eder. Kopek bir kac sokak otede
bir apartmana girer, ucuncu kata cikar ve bir kapinin onunde durarak pencesiyle kapiya vurmaya baslar. Kapiyi kizgin bir adam acar ve baslar kopege bagirmaya... Izlemede
olan kasap ortaya cikar ve adama ; "Dur bir dakika " der "Ne yapiyorsun? Gordugum en akilli kopek, ona niye bagiriyorsun?" Adam "Akilli mi?" der," bu hafta uc oldu,
anahtarini yanina almayi unutuyor."
199 :) :) TAVŞAN NUMARASI
Hayvanlar alemi parasızlıktan kırılıyormuş. Hiç kimsede metelik yokken Tavşan her akşam barda 10 lukla gelip "Herkese bir viski"
diyerek hava atıyormuş. Barmen olan Aslan bir gün merakla "Bu bereket nereden geliyor? Millet iş bile bulamazken sende bu para ne iş?" diye Tavşan'a sormuş.
Tavşan; - "Olm. İşin kolayı varken ben işe gitmem. Eve gidince benimkini başlıyorum sevmeye. Tam kıvamına gelipte istemeye başlayınca "Bi onluk vermeden olmaz."
diyorum. Hehehehe .... İstediğimi de alıyorum tabii" demiş. Bu işe aklı yatan Aslan eve dönünce doğru karısına gitmiş. "Karıcığım seni çok özledim"
deyip işe koyulmuş. İş iyice azgınlaşıp doruğa geldiğinde bıyık altından sırıtıp "Bir 10 luk vermezsen olmaz" demiş. Birden tepesi atan dişi Aslan da;
- "Ah . Gene Tavşan numarası." demiş.
200 :) :) KARANLIK
On yildir evlilermis.. Ama gerdek gecelerinden baslayarak, adam hep karanlikta sevismek konusunda israr etmis..
Kadincagiz yillar yili kac kez sabahlara kadar yalvarmis, bir kerecik olsun, isiklari yakip sevismek icin ama adam hep inatla "Hayir" demis.. "Kesinlikle olmaz. Ille
de karanlikta sevisecegiz.." O gece kadincagiz gene isiklari yakmak icin yalvaracak gibi olmus, ama hemen vazgecmis. Kocasi on yil sonra insafa gelecek degil ya..
Vazgecmis ama sadece yalvarmaktan.. Kafasina koymus, bu kez cunku.. Tam sevismenin en heyecanli ani, en doruk noktasinda elini kaydirip, yatagin bas ucundaki
gece lambasinin dugmesine dokunuvermis.. Bir de gorsun.. Kocasinin beline, o yapay aletlerden biri bagli degil mi?.. - "Bunu bana nasil yaparsin" diye haykirmis..
"Bunca yildir, bu isi sahte bir aletle yaptigini bana soylemedin bile.. Hemen acikla bana her seyi.. Hemen.." Adam cok ama cok sogukkanli yanit vermis.. - "Tamam, tamam..
Her seyi izah edecegim sana.. Ama once sen bana su uc cocugumuzu izah et, bakalim!.."
201 :) :) YATAĞA ÇIKAMADIK
İki cuce erkek kardes yine iki cuce kiz kardesle evlenmisler ve balayina gitmisler. Gittikleri otelde bitisik odalari tutmuslar. birinci cift ilk
gecelerinde ugrasmislar ugrasmislar ama basarIsIz olmuslar. Keyifleri kacmis yan odadan gelen sesleri dinlemeye baslamyslar.birde ne duysunlar. Yarim saatte bir
"haydi yallah hop hop hop" diye sesler geliyormus. Sabah olunca kahvaltiya inmisler. istahsiz birsekilde kahvaltiyi didiklerken diger butun gece hoplayan cuce cift gelmis.
Hoplayan cuceler: "Kardes geceniz nasil geti?" Bizimkiler: "Hiic, yatip uyuduk." Gece hoplayanlar ic gecirmis : "Ah ne guzel! Biz o kadar ugrastIk yataga bile cikamadik."
202 :) :) SIRAYA GEÇ
Bir adam sabah yururken ilginc bir cenaze kafilesi farkeder; onde giden kopekli bir adam, arkasında bir tabut ve 10 metre arkadan
gelen bir baska tabut ve tek sIra olmus yaklasIk 200 adam. Tuhafina gider. Kafilenin basındaki adam kuskusuz cenazenin sahibidir, yanina yaklasir ve sorar;
- "Beyefendi, bu uzuntulu gununuzde hatırlatmak istemem ama olenler neyiniz oluyor?" Adam yanitlar - "Ondeki karim arkadakide kayinvalidem." - "Vah vah
basiniz sagolsun. Nasil oldu?" - "Kopegim karima saldirip oldurmus. Kayinvalidemde karima yardima gelmis onu da oldurmus." Adam biraz dusundukten sonra sorar;
- "Beyefendi kopeginizi odunc alabilir miyim?" - "Siraya gec"
203 :) :) DEGMEZ!
Sehirli tavukla köylü tavuk gezerken, bir vitrinde iri ve beyaz yumurtalar gördüler. Sehirli, gururla yanindakine
döndü: - "Görüyor musun; bunlari ben yumurtladim, tanesi otuz bin liraya satiliyor." Az ilerdeki vitrinde daha büyük ve sari kabuklu
yumurtalar görünce köylü tavuk arkadasini dürttü: - "Bak bunlar da benim yumurtalarim; kirk bin liraya satiliyor!" Sehirli tavuk altta
kalmadi: - "Valla sekerim istesem ben de böyle büyük yumurtlayabilirim ama bizim horoz bey, onbin lira için bir tarafini yirtmaya degmez diyor!"
204 :) :) YÜZÜNDEKİ İFADE
Karisindan bosanmis olan bir adam, o gün annesini görecek olan kizina - Al kizim bu zarfi. Sen artik 18 yasina bastin. Bu annene
verecegim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adım geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret demis. Kiz annesine gitmis : - Anne
babam bu zarfi sana gönderdi. Ben artik 18 yasima bastigimdan sana gönderdigi son nafaka çekiymis. Zarfi sana verip sonra 1 adim geride durup senin
yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi. Annesi : - Peki kizim .simdi babana git. 18 seneden sonra O'na aslinda senin gerçek baban olmadigini
söyle. Sonra 1 adim geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret !
205 :) :) NE LAZIM?
Adam doktora gidiyor. Dr. bey karnim atiyor. nasil yani diyor Dr. hani diyor adam kalbim nasIl atiyorsa karnim da iste öyle atiyor. Dr. iyice
sasiriyor. Allah Allahi atmamasi! lazim. Sagolun diyor ve gidiyor adam. 2 hafta sonra tekrar geliyor. tesekkür ederim Dr. bey diyor. Tavsiyeniz üzetine at
mamasi aldim yedim. İyi geldi bütün sikayetlerim bitti. Dr. iyice sasirir: Allah Allah, bitmemesi! lazim :))))
206 :) :) HEDİYED
ört arkadas barda muhabbete dalmistir. Içlerinden biri tuvalete gider. Üç arkadas sohbetlerine devam ederler.
birinci adam oglundan söz eder, "Benim oglan araba yikamakla ise basladi. Bir baltaya sap olamayacagindan korkuyordum ama bir gün arabasini yikadigi
adamlardan biri ona is teklif etmis. Sonra iyi bir araba saticisi oldu. Hatta o kadar iyi para kazandi ki geçenlerde bir arkadasinin dogum gününde
ona Mercedes aldi ! " Ikinci adam da mevzuya girer, "Benim oglum da biraz problemliydi. Büyük bir emlak sirketinde çalisirken inanilmaz bir is
kapti ve ondan sonra ilerledi acayip zengin oldu. Çalistigi sirketi de satin aldi. Bir arkadasinin dogum gününde ona bir ev bile hediye etti."
Digerlerini dinleyen üçüncü adam da heyecanla söz alir, "Aynen benimki de öyle. Ise bir borsa sirketinde temizlik elemani olarak
basladi. Bir gün kendi kendine hesaplar yaparken patron tarafindan fark edilince broker oldu ve büyük basarilarla inanilmaz bir servete sahip oldu.
Üstelik de en iyi arkadasina bir milyon dolarlik hisse senedi armagan etti !" Bu sirada dördüncü adam tuvaletten çikmis ve sohbete
katilmistir. Digerleri ona çocuklarindan bahsettiklerini söyleyince adam içini çekerek konusmaya baslar, "Ehh...benim oglumun bir hayal
kirikligi oldugunu itiraf etmeliyim. Dogru düzgün bir iste dikis tutturamadi, berber çirakligi falan yapti, eroine bulasti. Derken onun yoldan
çikmis oldugunu fark ettim, maalesef homoseksüelmis ! Çok çok üzüldüm. Bir sürü erkekle birlikte oldugunu
duydum." Adam, gülümsemeye çalisarak konusmasina devam eder, "Ama ise iyi tarafindan bakmaya çalisiyorum. Geçen dogum
gününde bu homoseksüel arkadaslari ona bir Mercedes, bir ev ve bir milyon dolarlik hisse senedi hediye etmisler !"
207 :) :) CUMALARDAN NEFRET EDECEKSİN
Cok gunahkar bir adam ölmü$ ve kendini cehennemde bulmu$........ $eytanin kar$isina gecmi$, $eytan ona sormu$: - Niye titriyorsun,
korkuyor musun? - Tabi ki korkuyorum, cehenneme du$tum..!!! - Aaa korkma, cehennem size anlatildigi gibi bi yer diil goruceksin. mesela... Sen icki sever misin?
- Severim hem de cok - Harika.. o zaman Pazartesileri de cok seviceksin.. pazartesi burada ICKI GUNU'dur.. butun gun viski, tekila, bira, $arap servisi yapilir.. istedigin
kadar iciceksin ve asla sarho$ olmiycaksin..... nasil? - Waowwwww bayildim...!!! - Peki sigara icer misin? - Evet cok fazla icerim.. - Harika.. o zaman Salilari da cok seviceksin..
sali burada SIGARA GUNU'dur.. butun gun dunyanin en kaliteli sigaralarini tutturebiliceksin, cigerlerin patlamiycak, öksürük krizleri yok, kanser de yok, nasilsa
ölüyüz di mi... nasil?? - Aman tanrim insan daha ne ister ki..!!!! - Peki kumar oynar misin?????? - Evet !! Hayattayken deli gibi kumar oynardim.....
- Harika..... o zaman Car$ambalari da cok seviceksin.... car$amba burada KUMAR GUNU'dur... sabahtan ak$ama kadar blackjack, poker, rulet, ne ararsan.. iflas etmek yok,
hep kazanmak var, kazandikca oynamak var.... nasil? - INANILMAZ.. TEK KELIMEYLE INANILMAZ...!!! - Ya uyu$turucularla aran nasil???? - Aaah sorma, ben iflah
olmaz bir uyu$turucu bagimlisiydim... - Sen cok $anslisin ahbap.. Per$embelere de bayilicaksin demektir.. per$embe burada UYU$TURUCU GUNU'dur... butun
bir gun eroin, kokain, marijuhana, hangisini istersen ne $ekilde istersen alabiliceksin... kafayi bulmak yok, zehirlenmek yok, butun gun ucu$ halindesin......
ho$una gitti mi???? - BUNLARA INANAMIYORUM CENNETTE BU KADAR MUTLU OLAMAZDIM HERHALDE...!!! - Peki e$cinsel misin? - Hayir... - Hmmmm.. o
zaman Cumalardan nefret ediceksin.....
208 :) :) YOLLAR BOZUK
Fransa' da bir kasabada kadinlar sik sik papaza gelerek kocalarina ihanetten dolayi gunah cikarirlarmis. Papaz kadinlarin basvuru seklinin
utanc duvarini asmasi yuzunden, su parolayla basvurmalarini rica etmis: - "Sokakta giderken ayagim tasa takildi dustum" deyin. Ben anlarim" Papaz bu parolayi
kasabanin belediye baskanina da citlatmis. Bir sure sonra da papaz baska bir kente atanmis. Yerine gelen papaz ise bu parolayi bilmediginden, geldiginin ikinci
haftasinda duruma bir cozum bulmasi amaciyla belediye baskaninin huzuruna cikmis ve: "Butun kadinlarin ayagi tasa takilip, dusuyor, su sokaklari, asfalt yaptirsaniz
da bu kazalarin onune gecsek!" deyince, parolayi bilen Baskan gulmeye baslamis. Papaz kizmis: "Bunda gulecek ne var? Sayin Baskan!" diye cikisir ve devam eder,
"Sizin karinizin da geldigimden beri uc kez ayaginin takildigini soylersem herhalde gulmezsiniz!"
209 :) BERBER
Bir rahip berbere gider. Saçlarini kestirir. Berbere tesekkür eder ve borcunu sorar.. - "Muhterem Peder" der berber.. "Siz kutsal bir insansiniz.
Sizden nasil para alabilirim. Sizi tiras etmek dükkanim için sereftir." Rahip tekrar tekrar tesekkür eder ve gider. Berber ertesi sabah dükkani açmaya
geldiginde kapisinda 12 altin lira bulur. Birkaç gün sonra bir Budist rahip gelir dükkana. Saçlarini kestirir, borcunu sorar. Berber saygi ile egilir:
- "Siz ruhani bir lidersiniz.. Sizden nasil para alirim. Sizi tiras etmek dükkanim için sereftir." Budist rahip tesekkür eder gider. Berber ertesi sabah dükkani
açmaya geldiginde, kapisinda 12 yakut bulur. Ertesi hafta bir haham girer dükkandan içeri. Saçini kestirir ve elini cüzdanina atar.. - "Sakin ha" der
berber.. "Siz bir inanç adamisiniz.. Sizden nasil para alirim ben.. Dükkanimin konugusunuz.. Güle güle gidin.." Haham gider. Berber ertesi sabah dükkani
açmaga gelir. Kapida 12 haham vardir.
210 :) MAVİ KART
Güzel bir bahar gününün sabahinda IETT söförü garaja gider, otobüsünü çalistirir ve yola
çikar. Sorunsuz bir sekilde bir duraktan digerine ilerler yolcularini alir, indirir. Derken; duragin birinde iriyari, güçlü kuvvetli ve oldukça tehlikeli
görünüse sahip bir adam otobüse biner. Söföre sert bir bakis firlatir ve, - "Karagümrüklü bilet atmaz." diyerek arkadaki bir koltuga
geçer ve oturur. Ertesi gün, ondan sonraki gün ve hergün ayni sey tekrar olur. Karagümrüklü, ayni sözlerle ve ayni sert bakislarla bilet
atmadan koltuga geçip oturur. Bu durum otobüs söföründe kompleks yaratmaya baslar. Hat degistirme dilekçesi de red edilince son çare
olarak bir jimnastik kursuna yazilir. Her aksam devam ettigi kursta; Judo, karate, aikido ve benzeri tüm dövüs teknikleri konusunda ihtisas yapar. Yazin sonlar na dogru,
kendine güveni olan iyi bir dövüs ustasi haline gelmistir. Kurslar bitirdiginin ertesi günü tekrar otobüsüyle yola çikar. Uzaktan,
Karagümrüklü'nün durakta bekledigini görür. Sinirini gizlemeye çalisirken, dislerini gicirdatarak otobüsün kapisini açar.
Karagümrüklü otobüse biner, söföre sert bir bakis firlatir ve, - "Karagümrüklü bilet atmaz." diyerek ilerleyecekken tam o sirada,
siki bir kavgaya hazir olan söför birden koluna yapisir, - "Neden atmiyor mussun !??" Söföre saskinlikla bakan adam söyle der,
- "Karagümrüklü'nün mavi karti var."
211 :) PAZARLIK
Bir partide adamin biri, guzel bir bayanin yanina yaklasmis ve : - "Bayan, size bir milyar lira versem bu gece benimle beraber olur musunuz?" demis
Kadin biraz duraksamis ve; - "Neden olmasin?" diye cevap vermis. Adam biraz sonra : - "Peki 5 milyon versem benimle beraber olur musunuz ?" demis. Kadin bu sorunun
üzerine bozulmus ve, - "Siz beni ne sandiniz ?" demis. Adam bunun uzerine cevap vermis: - "Ne oldugunuzu anladik da, fiyatta anlasmaya calisiyoruz."
212 :) MART KEDİSİ
Soguk bir mart gecesinde genc erkek kediler disari cikmak icin susleniyorlar. Tam bu sirada kucuk erkek kedi birinin kolunu cekiyor. - "Abi nereye gidiyorsunuz?
bende geleyim mi?" - "Hayir,biz disi kedilerle sevismeye gidiyoruz. sen gelemezsin" Kucuk kedi 2. ve 3 .gunde sansini denemis ama hep olumsuz cevap. - "Hayir,biz disi kedilerle
sevismeye gidiyoruz" Kucuk kedi yine bir aksam uzeri disariya cikmaya hazirlanan abilerine yaklasmis - "Abi bende gelebilirmiyim" diye sormus. babacan bir kedi; - "Hadi gel, lan
sende ogren" demis. Kucuk erkek kedi ve abileri cok soguk ve karli bir mart gecesinde sokaklarda dolasmaya baslamislar ve hemen bir plan yapilmis. Bir evin catisina cikip bekleyecekler
ve asagidan disi kediler gecerken saldiracaklar. Aynen plandaki gibi catiya cikmislar baslamislar beklemeye, kar yagiyor ve hava cok soguk, aradan gecen 2 saatten sonra yoldan gelip gecen yok.
Abilerinin yaninda bekleyen kucuk erkek kedi iyice usumus ve titrek bir sesle abisinin koluna durtmus; - "Abicim ben bi on dakika daha sevisir sonra giderim" demis.
213 :) POLİS KÖPEĞİ
Adam kirmizi isikta dururken karsida kucaginda köpek olan bir cocugun bir trafik polisinin pacasindan cekistirdigini gormus ve olayi izlemeye koyulmus.
Çocuk cekistirdikce polis sinirlenip "git buradan" der gibi bir seyler yapiyormus. Cocuk birazdan tekrar gelip adamin pacasindan cekistirip kopegi isaret ediyormus ve bu olay bir kac
dakika devam ettikten sonra polis bir ara iyice kizmis ve cocugu oradan kovmus. Olayi izleyen adam oraya dogru gidip polise cikismis: "Ayip ayip! Kucucuk cocuga nasil davraniyorsunuz!!!"
Polis adama dönerek: -Kardesim sen cocugun ne dedigini biliyor musun? -Yahu kucucuk cocuk ne diyecek!?? Herhalde karsiya gecmek isteyecekti... -Yok yaaa... O cocuk
kucagindaki kopegi becermemi istiyor!! Yavrularinin Polis Kopegi olmasini istiyormus!!!
214 :) DENİZCİLER
Alican çok terbiyesiz bir çocukmus. Bir gün annesinin misafirleri konken oynamaya gelmisler.Oglunun yanlis hareketlerde bulunacagindan
korkan annesi misafirlere Alican terbiyesiz bir laf ederse kalkip gidiyormus gibi yapin belki utanir demis. Misafirler tamam deyip oyuna basladiklari sirada Alican içeri dalarak
"Anne anne limana bir gemi yanasti içinde bir sürü abaza denizci var, etrafta kari ariyorlar demis. Bunun üzerine kadinlar ayaga kalkip gidermis gibi yapmislar.
Bu sirada Alican atilmis "Oturun oturun, acele etmeyin, daha bir hafta buradalar"
215 :) GÖREN KİMSE OLMADI
Arabasini park edip lokantaya giren adam, çiktiginda arabasini akordeona dönmüs bir halde bulur. Cam sileceginin altinda bir kagit vardir.
Kagidi açtiginda, su satirlarla karsilasir : - Ön vitesle geri vitesi karistirip arabaniza sert bir sekilde çarptim. Arabanizda gördügünüz gibi
çok büyük hasar var. Olayi gören kimseler de su an, ben bu satirlari yazarken çevremde toplanmis bulunuyorlar ve bu kagida adimi ve adresimi
yazdigmi saniyorlar. Ne halin varsa gör, o kadar enayi degilim!
216 :) 20 DAKİKA SONRA
Karanlik ve issiz parkta devriye gezen polis memuru bir agacin altinda park etmis olan arabayi görür ve sessizce yaklasir. Ancak bu kez alismis
oldugu manzara ile karsilasmaz. Gerçi, çogu zaman oldugu gibi, arabada genç bir kiz ve oglan vardir; ancak polisin düsündügü seyi
yapmamaktadirlar. Oglan ayisiginda gazete okumaya çalismakta; kiz ise örgü örmektedir. Düsündüklerinden dolayi utanan polis memuru,
muhabbet olsun diye cama vurur ve arabaya girip konusmaya baslar: - "Gençler, ne güzel bir gece, degil mi?. Siz de ne güzel, iki kardes oturuyorsunuz..."
- "Evet polis bey...Gerçekten güzel bi gece...Ama biz kardes degiliz ki..." Polis killanir... -"Kardes degil misiniz... Sonra oglana sorar: - "Sen kaç yasindasin bakiyim?...
" Oglan cevaplar: - "19..." Polis bu kez kizi isaret eder ve sorar: - "Pekiii.... O kaç yasinda?..." Oglan, sinsice siritarak cevap verir: - "20 dakka sonra 18 yasinda olacak...."
217 :) KÖPRÜ
Adamin biri California'da bir kumsalda yururken ayagi eski bir lambaya takilmis, adam lambayi kumlarin icinden cikarmis. Dalgasina Belki cin cikar"
deyip ovalamis lambayi, harbi harbi cin cikmis. Adam cok sasirmis, cin baslamis konusmaya "Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardin vs ..." - "Bu, bu ay icinde dorduncu
cikarilisim ve bu isten sikilmaya basladim bu yuzden 3 dilegi unut. Sadece 1 dilek hakkin var!" Adam oturmus ve bir sure dusunmus ve "Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim
ama ucaktan korkarim ve deniz beni cok tutar. Benim icin Hawaii'ye bir kopru yap boylece arabayla oraya gidebileyim" demis. Cin gulmus ve - "Bu imkansiz. Bu isin lojistigini
dusun! Koprunun ayaklari nasil Pasifik'in dibine ulasabilir? Ne kadar beton gerektigini, ne kadar celik gerektigini dusun. Hayir, baska bir dilek dusun" demis. Adam tamam demis
ve gercekten guzel bir dilek dusunmeye baslamis. En sonunda, - "Dort kere evlendim ve bosandim. Butun karilarim her zaman duyarsiz oldugumu ve onunla ilgilenmedigimi
soylerdi. Bu yuzden, kadinlari anlayabilmeyi diliyorum... Nasil hissettiklerini ve neden agladiklarini, bir sey soylemedikleri zaman gercekten ne istediklerini...onlari nasil
gercekten mutlu edebilecegimi bilmek istiyorum..." Cin cevap vermis: - "Köprü iki seritli mi olsun dört seritli mi ???!!!"
218 :) YORUM YOK
PAPAZ ÖLMEK ÜZERE OLAN ADAMIN ÜZERINE EGILEREK ; - "ÖLMEDEN ÖNCE SEYTANI VE ONUN
KÖTÜLÜKLERINI LANETLE " DER . ANCAK ADAMDAN SES ÇIKMAZ . PAPAZ GENE; - "ÖLMEDEN ÖNCE SEYTANI VE KÖ
TÜLÜKLERINI LANETLE" AMA ADAMDAN GENE SES ÇIKMAZ . PAPAZ IYICE KIZMIS BIR SEKILDE ; - "NEDEN SEYTANI VE KÖTÜLÜKLERINI
LANETLEMIYORSUN BE ADAM?" - "NEREYE GIDECEGIMI BILMEDEN KIMSE HAKKINDA YORUM YAPMAK ISTEMIYORUM
219 :) TANRI NEREDE
Mahallenin iki afacan kardesi tüm mahalleliyi biktirmis. Sürekli ana-babalarina sikayet geliyor mahalleliden. Kirilan camlarin, kuyruguna
teneke baglanan kedilerin, lastigi indirilen arabalarin sorumlusu hep afacan kardesler. Ana-babasi usanip bu durumdan kilisenin papazina anlatirlar durumu ve yardim
isterler. Papaz "gönderin çocuklari konusayim" der. Çocuklari gönderirler. Papaz önce büyük oglani çagirir. "Söyle
bakiim evladim,Tanri nerede?". Çocuk susar. Papaz tekrar sorar:"evladim söylesene Tanrimiz nerede?". Çocuk susmaya devam eder. Papaz israrla
sormaya devam eder, çocuk susmaya.. Sinirlenir Papaz,"konussana be çocuk nerde Tanri?". Çocuk aniden firlar, kiliseden kosarak kaçiyorken
seslenir kardesine "kaçalim çabuk!". Eve giderler,odalarina çikip kapiyi iyice kapatirlar,küçük oglan sorar büyügüne
"neden kaçiyoruz?" Büyük yanitlar: "iste simdi hapi yuttuk, Tanri kaybolmus bizden biliyorlar!!!"
220 :) ŞAKA
Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar.
Temel dua etmeye başlar.Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden. Hava bir zaman sonra düzelir.Temel
evine dönmeye başlar.Bir tarafdanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların
yarısıda çok fazla, ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der. Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar.Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel
kafasını gökyüzüne diker ve şöyle der: -Haçen sende şakadan heç anlamiyesun...
221 :) BİYOLOJİ SINAVI Biyoloji dersinden yapılacak
sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt
kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar. Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı
çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş "Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış"
Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu"
222 :) KUŞ YEMİ
Kadinin biri petshop'a gidip bir muhabbet kusu almak istemis.. ordan bir tane erkek kusu gozune kestirmis..adama sormus: "Bu simdi erkek olduguna
gore kesin konusur degil mi?" "Tabiii efendim..hem de harika bir secim yaptiniz, bu oyle cinstir ki 2 haftaya kalmaz karsilikli sohbet bile edersiniz" Kadinin cok hosuna gitmis,
kusu alip eve goturmus. 2 hafta sonra kadin yine dukkana gelmis: "Bu kus tek kelime etmedi!!" "Imkani yok hanimefendi salincagina cikip sallana sallana gayet guzel konusuyor
olmali" "Iyi de siz salincak vermediniz ki bana?" Boylece adam kadina bir salincak satmis, kadin eve donmus.... 2 hafta sonra kadin yine dukkanda: "Bakin beyefendi 4 hafta gecti
bu hayvandan hala ses cikmiyor!!!" "Gercekten anlamiyorum.... merdivenine cikip oynarken konusuyor olmasi gerekirdi!!!" "Merdiven mi? Bunun merdiveni yok ki?" Ve adam
gule oynaya kadina bir de merdiven satmis. kadin yine evine donmus... 2 hafta sonra: "Beyefendi bir bucuk ay oldu ve bu kustan hala tek bir kelime duyamadim, olmayacak bu
is galiba!!" "Bakin hanimefendicigim ben bunlardan onlarca sattim biliyorum merdivenine cikip ordan salincagina konarlar ve aynada kendilerini seyrederken bicir bicir konusurlar"
"Ayna mi." Ve adam o gun de bir ayna satmis olmanin mutluluguyla kadini evine gondermis.... 2 hafta sonra petshop'un kapisi acilmis,kadin iceri girmis....elinde kafes, kafesin icinde
merdiven, salincak, ayna ve bacaklarini havaya dikmis olu muhabbet kusu.... "BENI KAZIKLADINIZ!!! ISTE KONUSMAYAN KUSUNUZ VE YANINDA BANA KAKALADIGINIZ IVIR ZIVIRLAR!!!"
Adam cok sasirmis.... "Hanimefendi bu ilk defa basima geliyor inanamiyorum tek kelime etmedimi bu hayvan??????" "Valla olmeden once tek bir cumle soyledi" "Ne
dedi??????????" "O DUKKANDA KUS YEMI SATMAZLAR MI?"
223 :) KALP KRİZİ
Adam işten eve erken gelir ve içeri girdiğinde yatak odasından sesler geldiğini duyar.. hemen odaya dalar ve karısını yatakta ter içinde
ve çırılçıplak bulur: "Neler oluyor???"diye sorar.. Kadın cılız bir sesle "kocacığım kalp krizi geçiriyorum" diye mırıldanır.. Adam hemen salona koşup ambulans
cağıracağı sırada 4 yaşındaki oğlu koşa koşa gelir ve "Babaaaaaa!!! Mick amcam sizin gardropta saklanıyor ve çıplaaaaaak!!!!" diye bağırır.. Adam bunu duyunca hırsla telefonu
fırlattığı gibi odaya koşar, gardrobun kapısını açar ve erkek kardeşi hakkaten de çıplak vaziyette oradadır.. Bunun üzerine adam hışımla bağırır: "SENİ KALINKAFALI!!!
BENİM KARIM IÇERDE KALP KRİZİ GEÇİRİYOR, SEN ETRAFTA ÇIPLAK DOLAŞARAK KÜÇÜCÜK BİR ÇOCUĞU KORKUTMA
PESİNDESİN!!"
224 :) RESSAM TEMEL
Clinton, Küba'ya gelecekmis.. Kübalilar toplanmis, bir hosluk yapacaklar.. Ulkenin en iyi ressamina basvurmuslar.. Bir tablo yap.. Adi, 'Clinton Kübada'
olsun" diye.. Ressam "Hadi ordan" demis.. "Ben adami görmedim bile.. Adam hayatinda Küba'ya gelmedi. Simdi ben nasil 'Clinton Küba'da' diye resim yaparim?.." Tesadüf
bu ya.. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmis o sirada.. konusmayi duymus.. "Ben size istediginiz tabloyu yaparim. Bana bir sandik puro verirseniz" demis .. Vermisler.. Temel bir hafta
sonra, Küba' lilari cagirmis.. "Iste tablonuz" demis.. Tuvalin üzerini örten bezi hizla asagi cekivermis.. Kübalilar da donuvermisler.. Tabloda, yatakta iki kisi .. "Bu ne"
diye gürlemis, Turizm Bakani.: "Bu ne?.. Bu kadin kim?.." "Clinton'un karisi" demis, Temel.. "Peki bu üstündeki adam kim?" "Clinton'un usagi!.." "Peki Clinton nerde
ulan!.." "Clinton Küba'da" .....
225 :) VİTES
Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış; Konu arabalardan açılınca, Temel
başlamış arabasını övmeye, Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı
araba vs. neyse böyle konuşulurken iş iddiaya binmiş ve Temel 'Ben arabamla Trabzon'dan Samsuna 4 saatte giderim' demiş. Arkadaşları gidemezsin demişler. Temel hemen
heyecanlanarak arabasına binmiş ve 'gideyimde görün uşaklar'demiş. Arkadaşları 'iyide biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz demişler.' Temel'de 'Samsun'a
varınca telefon ederim.' demiş. Ordan hemen biri atılmış ve 'iyide Samsun'dan aradığını nereden bileceğiz. Sen git şu kişiyi bul ordan, o bizi arasın.' demiş. Temel adresi alarak yola
çıkmış ve 3,5 saatte Samsun'a varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzon'a telefon etmişler. Arkadaşları Temel'e 'oooo Temel iddiayı kazandın tamam hadi gel'
demişler ve başlamışlar Temel'i beklemeye. Aradan 5 saat geçmiş Temel yok. gece olmuş Temel yok. Arkadaşları 'nerde kaldı bu yahu' diyerek evlerine gitmişler. Sabah erkenden
herkes birbirine 'Temel geldimi? ' diye sormuş ama kimseden cevap yok. O gün de Temel efendi Trabzon'a teşrif etmemiş. Ertesi gün sabah yine yok, öğleden sonra
çıkmış gelmiş!. Arkadaşları Temel'e hemen 'yahu Temel Samsun'a 3,5 saatte gittin 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım' demişler Temel de ' Sormayın
be arkadaşlar bu Alman'lar ne gerizekalı bir millet' demiş. Arkadaşları ' Ne oldu Temel' demişler Temel ' Şu güzelim arabayı yapmışlar, 5 tane ileri vites koymuşlar ama 1 tane geri
vitesi koymuşlar' demiş.
226 :) AVCI
80 yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam "harika, 18 yaşında bir karım var ve benden hamile" der. Doktor bir kaç
dakika düşündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacağım "der"; Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini
alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla yanına tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik
görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkartmış nişan almiş ve ... pat ... geyik yere yığılmış. "Adam şaşırmış ve doktora dönerek" olamaz ... başka birisi vurmuş olmalı"
demiş. Doktor "KESiNLiKLE!"
227 :) KÖPRÜ
Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın
yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek
harakiri yapmış. Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş. Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de
derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: ' 'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...'
228 :) HAMİLE
Küçük Temel birgün sokakta oynarken yoldan geçen bir hamile bayani durdurur. Kadinin karnini isaret ederek Teyze o ne? der.
Kadin da O benim çocugum der. Temel Çocugunu seviyor musun teyze sen? der. Kadin da: Tabii ki evladim" diye cevap verir. Temel de O zaman onu niye yedin? der
229 :) DÖRT KİŞİLİK EĞİTİM UÇAĞI
Dört kişilik bir eğitim uçağı karadenizde mezarlığa düşmüş...... Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve gazetecilerede, ölü
sayısının artmasından korkuyoruz demişler.
230 :) SEKS DERSİ
Oglan (O) : Baba sex neden zevklidir? Baba (B) : Bak oglum sex burnunu karistirmaya benzer. Burun her zaman parmaktan daha cok zevk alir. O : Neden
kadinlar tecavuz edilmekten nefret ederler? B : Sen sokakta yururken biri gelip burnunu karistirsa hosuna gider miydi? O : Baba neden bayanlar adet gunlerinde sex yapamazlar?
B : Burun kanasaydi karistirabilir miydin? O : Erkekler neden prezervatifle sex yapmaktan hoslanmazlar? B : Eldiven giyip burnunu karistirmazsin heralde. O : Baba neden sex
ozeldir? B : Sinifin onunde burnunu karistirmazsin degilmi? O : Baba sen supersin yaa!.... MELEK Mİ? Adam ölür ve öbür dünyada sorgusu baslar :
- Hiç içki içtin mi? - Aman efendim... - Kumar oynadin mi - Aman efendim... - Kadinlarla aran nasildi? - Aman efendim, ben kim çapkinlik kim. Cebrail
dönüp bagirir: - Oradan bir çift kanat getirin! Adam çok sevinir : - Melek oluyorum, degil mi efendim? der. Cebrail cevaplar: - Hayir kaz oluyorsun!
231 :) PATRON
Uçakta hostes, papaza sormus : - Viski, cin, sarap...Ne emredersiniz? - Kaç metrede uçuyoruz kizim? - On bin metredeyiz peder!
- O halde sen bana su getir kizim, patrona çok yakiniz, ayip olur!
232 :) KADINLAR AKILLIDIR
Kadının biri bir gün golf oynarken topu ormana kaçmış. Topunu aramaya koyulmuş ve tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş.
Kurbağa ona, "Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım". Kadın onu kurtarmış, kurbağa da "Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu
söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya fazlasına sahip olacak!" Kadın "Tamam" demiş. İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadını olmak
istemiş. Kurbağa onu uyarmış, "Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek" Kadın, "Bu önemli değil,
çünkü ben en güzel kadın olacağım, onun gözü benden başkasını görmeyecek". KAZAM ve dünyadaki en güzel kadın olmuş.
İkinci dilek olarak, dünyadaki en zengin kadın olmak istemiş. Kurbağa da, "Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak" demiş.
Kadın, "Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir", KAZAM ve dünyadaki en zengin kadın oluvermiş. Kurbağa,
üçüncü dileğini sorduğunda, kadın "Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demiş... Bu hikayeden çıkarılacak ders: Kadınlar akıllıdır.
Onlarla uğraşmayın!
233 :) KOCAN NEREDE
Genc bir kadin sol gozu mosmor bir halde evine gelmis. - aman allahim kim yapti bunu kizim? - kocam. - peki ama o londra da degil miydi? - bende oyle
zannediyordum anne.
234 :) SİYANÜRLÜ KARPUZ
Bir karpuz tarlası olan çiftçi her akşam tarlasına çocukların dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti. Bir süre
düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi: "Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!" Ertesi akşam çiftçi
karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu. Karpuzlarını denetleyerek eksik olmadığını
düşünürken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti: "Şimdi o karpuzlardan iki tane var!"
235 :) KISSADAN HİSSE
Amerikada bir ilkokulda öğretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarını, ertesi gün sınıfta okuyacaklarını söylemiş.
Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya başlamış. İlk sırada küçük Suzi varmış. Başlamış anlatmaya: - Bizim çiftliğimiz var. Bir gün
babamla yumurtaları topladık, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtaların hepsi kırıldı." Öğretmen: - Güzeel.
Peki bu hikayeden alınacak ders nedir? - Bütün yumurtaları aynı sepete koyma. - Aferim çok güzel. Lily sıra sende. Küçük Lily tahtaya kalkmış
ve anlatmaya başlamış: - Bizim de bir çiftliğimiz var. Babam yumurtalardan civciv çıkması için onları kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta
koydu. 12 civcivi olacağını sanıyordu, ama sadece 8 inden civciv çıktı. - Eveeet. Peki burdan alınacak ders nedir? - Yumurtadan çıkmamış tavukları sayma - Aferim bu da
çok güzel. Billy, sıra sende Küçük Billy tahtaya kalkmış ve anlatmaya başlamış: - Amcam Ted Vietnam Savaşına katılmıştı. Bir gün helikopterle
bir göreve giderken helikopter vurulmuş. Ted Amcam helikopter düşmeden elinde bir makinalı tüfek, bir kasatura ve bir şişe bira ile atlamayı başarmış.
Paraşütüyle yere inerken yolda birayı içip bitirmiş. İnince mermisi bitene kadar makinalı tüfeğiyle 70 kişiyi haklamış. Sonra kasatura kırılana dek onunla
20 kişiyi halletmiş. Sonra da son 10 kişiyi de silahsız bitirmiş. - Böyle korkunç bir hikayeden alınacak ne ders olabilir? - İçince Ted Amcama bulaşmayın...
236 :) GÖRGÜSÜZ BAKAN
Bakan olan görgüsüz birisi soförüne sorar. "Soför söyle bakalim esekle soför arasinda ne fark vardir? "
Soför bir süre düsündükten sonra mahcup bir sekilde; "Bilemedim bakanim" diyor Bakan cevap olarak: "Esege çüs diyince,
soföre ise dur diyince durur" demis. Bunun üzerine soför çok sinirlenmis ama karsidaki bakan oldugu için bir sey söyleyememis.
Belirli bir süre sonra bu defa soför bakana: "Bir soru sorabilir miyim bakanim" der. Bakan da: "Sor bakalim" der. Soför sorar: "Esekle bakan arasinda ne
fark vardir?" Bakan bir süre sonra: "Bulamadim soför söyle bakalim" diyor. Bunun üzerine soför de: " Vallahi bakanim ben de bulamadim... "
237 :) AVUKATIN SADAKASI
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar : 1)
Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim. 2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret
ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim. 3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim. 4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex
teklif ettim. Ve liste uzadikça uzaar gider. Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir. "Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?" Bunun
üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin " Avukat sevinir, " evet,evet "himm..."
der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..." Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler "Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
238 :) HANGİ SINIF?
Bir gözlem: Üniversitenin ilk günü dekan bir sinifa girdi ve "Günaydin!" dedi. Sinif hep birden "Günaydin, hocam!"
deyince, "A! Siz birinci sinifsiniz," dedi. Sonra açikladi: "Bir hoca sinifa girip "Günaydin!" dediginde, hepsi, "Günaydin, hocam!" derse, birinci siniftirlar;
gazetelerini ortadan kaldirip kitaplarini açarlarsa ikinci siniftirlar; hocayi görmek için gazetelerinin yukarisindan bakarlarsa üçüncü
siniftirlar; ayaklarini siraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü siniftirlar. Hoca içeri girip "Günaydin!" dediginde, bunu not
aliyorlarsa master ogrencisidirler."
|